Esas No: 2021/3173
Karar No: 2021/3447
Karar Tarihi: 21.10.2021
Danıştay 13. Daire 2021/3173 Esas 2021/3447 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/3173
Karar No:2021/3447
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nce 140. grup ihale ilanı kapsamında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan … erişim numaralı ihale sahası koordinatlı Eskişehir ili, Alpu İlçesi, … mevkii, 1.331,39 m² tarım alanı, 140,2 m² mera alanı için verilen ihale şartnamesi, ihalelik sahalar listesi olmak üzere ihale kararının ve ihale işlemlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Devletin, hüküm ve tasarrufu altında bulunan madenlerin en verimli şekilde kullanılması ve kamu yararına uygun şekilde ekonomiye kazandırılmasında yetki ve sorumluluğunun bulunduğu, bu kapsamda maden sahalarının ihale yolu ile ruhsatlandırılacağı, ihale ilanının Resmî Gazete'de açıklayıcı ihale bilgilerinin de davalı idarenin internet sayfasında yayınlanacağı, maden sahalarının ihale yolu ile ruhsatlandırılmasına ilişkin ihale ilanında bulunması gereken hususlara dava konusu işlemde yer verildiği, ihalenin usul ve esaslarına ilişkin diğer düzenlemelere ise ihale şartnamelerinde yer verileceği, bu çerçevede maden sahalarının ilan sonrasındaki ihale süreçlerinde hukuka aykırı tasarruflarda bulunulması hâlinde, bu aşamalarda itiraz ve dava yollarının kullanılabileceği, bu nedenlerle dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, verimli tarım topraklarının maden sahaları nedeniyle kullanılamaz duruma gelmesinin, bölge geneli itibarıyla istihdam gelir ve arazi kayıplarını gündeme getireceği, verimli toprakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde maden arama faaliyetlerinde kullanılmaması gerektiği, dava konusu alanda Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün yetki ve sorumluluğuna ait mevcut şebeke hattı, depo, terfi hattı, sondaj, kaynak ve isale hatlarının bulunduğu, alanın 1/100.000 ölçekli Çevre Düzenleme Planında tarımsal niteliği korunacak alana, sanayi alanına, yola, DSİ sulama alanına, doğal sit alanına, gölet-baraj alanına ve kırsal yerleşim alanına isabet ettiği, bu alanın maden arama sahası olarak ihaleye açılmasının kamusal yarar ve hukukla bağdaşmadığı, Eskişehir'de hangi madenlerin aranacağı ya da işletileceğinin belirsiz olduğu, yine bu sahaların mera, orman, tarım alanı, doğal ya da arkeolojik sit alanları ya da su havzaları olup olmadıkları hakkında hiçbir bilginin bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, madenlerin hüküm ve tasarrufunun Devlete ait olduğunun Anayasa'da düzenlendiği, idarelerinin tabii kaynak açısından potansiyel olarak tespit ettiği sahaları ilanla açık artırmaya ve ihaleye çıkarıp arama ruhsatı vermekle görevli olduğu, Maden Kanunu'nun 7. maddesine göre, maden sahalarının madencilik faaliyetlerine kapatılması, faaliyetin kısıtlanması ya da engellenmesinin ancak kanun ile mümkün olduğu, alınması gereken tüm izinler alınmadan arama ve üretim faaliyetine geçilemeyeceği, davacının ileri sürdüğü çevresel durumlarla ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) izni sürecinde ilgili kurumlarca ayrıca çalışma yürütüleceğinden arama ruhsatı düzenlenmesinde sakınca olmadığı, sadece arama ruhsatı düzenlenmiş olmasının da üretim faaliyetinde bulunulmasını sağlamadığı, davacının iddialarının mera tahsis değişikliği ile ÇED kararlarına ilişkin olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:.., K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 21/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.