22. Hukuk Dairesi 2014/8942 E. , 2014/13821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/1026-2013/407
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2013/8948 esas ve 2013/12119 karar sayılı ilamı ile davalı tarafın delillerini sunması için süre verilmemesi gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda feshin haklı nedene dayandığının ispat edilemediği değerlendirilerek işe iadeye karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda; davacının iş sözleşmesi iki ayrı şirketin hakedişlerine verdiği onaylarla ilgili açıklamalarının yeterli derecede olmadığı, konuya ilişkin soruları muğlakta bıraktığı gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın bozmadan sonra dosyaya sunmuş olduğu fesih bildiriminde geçen şirketlere yönelik verilen hakedişlerin, işçilik ve malzeme bedellerinin yüksek fiyatlarla fatura edilmiş olduğu, bu sebeple şirketlere ihtar gönderildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacının yeterli inceleme yapma ve rayiç bedelleri göz önünde bulundurarak dava dışı firmalara onay verme sorumluluğu olduğu, ancak kendisinden beklenilen özeni göstermediği, ihmali davranışının olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları nedeniyle haklı nedene dayalı olarak derhal feshedildiği anlaşılmış olup davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 138,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 21.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.