5. Hukuk Dairesi 2013/9566 E. , 2013/17824 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalılar vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş ise de dosyada davetiye gideri bulunmadığından, duruşma isteminin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacıların murisi ...’un hissesi bulunan 1979 ada, 39 parselin imar uygulamasına tabi tutulduğu, hissesine düşen 9855 metrekareden 4757 m2’sinin ... olarak kesildiği, kalan kısım için murise 3102 ada, 3, 5, 7, 11 ve 13 parseller ile 13118 ada, 3 parsel sayılı taşınmazdan tam pay, 13118 ada, 1 parselden 240/479, 13118 ada, 11 parselden ise 265/480 hisse verildiği, ancak; 3102 ada, 13 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi yerine ... adına tapuya tescil edildiği, adı geçen şahıs tarafından da taşınmazın 3. kişiye satıldığı, en son da .... adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı Yasanın 1007. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Davacılardan ...’un isminin karar başlığında yazılmamış olması,
2)Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle, TMK.nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.
TMK.nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı ...nin olup, ...’a husumet yöneltilemeyeceğinden adı geçen davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir.
Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2010 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, taşınmaza, genel deyimlerle ve piyasa rayicinden söz ederek değer biçen geçersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle karar düzeltme yolu açık olmak üzere BOZULMASINA, davalı ..."dan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının ...ye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.