13. Hukuk Dairesi 2016/23019 E. , 2018/5968 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... Hanım Doğumevi Hastanesi’nin, davalı şirketten genel temizlik hizmetini satın aldığını, davalı firmada çalışan işçilerin hizmet akdinin sona ermesi sebebi ile kendilerine dava açtıklarını, mahkemece kabul edilen alacaklar nedeniyle ... 5. İcra Müd. 2013/9092 E. ve 2013/9093 E. Sayılı takip dosyalarına toplam 29.090,06 TL ödeme yapmak zorunda kalındığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 29.090,06 TL nın 26.09.2013 olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 28.828,56 TL nin ödeme tarihi olan 26/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyizi yönünden;
14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL.ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Mahkemece davacının dava konusu talebinin 261,50 TL’lık kısmının reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacı tarafından temyiz edilen bölüm karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL.yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Davacı, hizmet alım ihalesinin davalı tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından ve ücretlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik tazminatları ve ücret alacaklarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan tazminatın eldeki davanın tarafı olan davacıdan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır.
Dava, asıl işveren davacı bakanlığa karşı davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldıkları işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı alacağından tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir.
Somut olayda davacı, dava dışı işçilere ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının, bu işçileri son alt işveren olarak çalıştırmış olan davalıdan tahsilini istemiş ve mahkemece davacının talep edebileceği alacağın tamamından son alt işverenin sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Fakat son alt işverenin alacağın tamamından sorumlu tutulamayacağı, dava dışı diğer alt işverenlerin her birinin de dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, dava dışı işçinin davalı ve dava dışı diğer alt işverenler işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdıkları süre ile orantılı olarak kıdem tazminatının bu alt işverenlerden tahsiline karar verilmesi gerektiği ve ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama ve icra takibi giderleri ile faiz ve vekalet ücreti yönünden de davalıya rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalıdan bu alacağını da talep edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının üçüncü bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.