11. Ceza Dairesi 2017/5941 E. , 2019/4020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
TCK"nin 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de, memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
Somut olayda; sanığın suç tarihinde Şişli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekiplerince ...... isimli şahsa ait kimlik bilgilerini kullanarak bu isimle parmak izinin alındığının iddia edildiği olayda, sanık hakkında işlem yapılan tutanak ve belgelerin aslı ya da onaylı suretleri temin edilerek belge içeriğine göre sanığın olağan bir kimlik kontrolü sırasında mı, yoksa bir suç şüphesi üzerine yakalandığı sırada mı bu kimlik bilgilerini kullandığı tespit edilerek eylemin TCK"nin 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlemesinde yalan beyanda bulunmak veya 268. maddesindeki başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından hangisinin oluştuğu da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile mahkûmiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Sanığın tekerrüre esas alınan Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09.11.2005 tarihli, 2003/930 esas ve 2005/1034 karar sayılı ilamındaki mahkûmiyetin, 765 sayılı TCK’nin 491/3 (5237 sayılı TCK"nin 141/1) maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik ...... sayılı CMK"nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nin 141/1. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nin 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK"nin 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip, bu mahkûmiyeti nedeniyle TCK"nin 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Yargılama gideri olarak hesaplanan 8-TL"nin, ...... sayılı CMK"nin 324/4. maddesine 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir” hükmü gereğince, terkin edilecek miktar olan 20,00 TL"nin altında kalması nedeniyle, hazine yerine sanığa yükletilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.