10. Hukuk Dairesi 2014/11187 E. , 2014/16135 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
Tarihi : 26.02.2013
No : 2013/263-2013/31
Dava, Kurumca tahakkuk ettirilen fark işçilik ve prim borcunun ihtirazi kayıtla ödenmesinden sonra 506 sayılı Yasa"nın 84. maddesi gereğince iadesi ve Kuruma karşı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz istekğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79’uncu maddesinin 12’nci fıkrasında; bu Kanunun 83’üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işlerden dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının Kurumca araştırılacağı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması durumunda, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarının, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, işyeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabileceği belirtilmiştir.
4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu"nun 9. maddesinde Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı"na işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarını saptama yetkisi tanınmış; aynı Kanunla 506 sayılı Kanunun 130. maddesine eklenen yeni fıkra ile “işverenin Kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun Kurumca saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek ve kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edilir.” hükmü getirilmiş, yine bu konu ile bağlantılı olarak 506 sayılı Kanunun 79. maddesine de yeni fıkra hükümleri eklenmiştir.
Eldeki davada, davacı şirketin işyerinde ilk kez yapılan müfettiş incelemesi sonucunda düzenlenen 28.01.2008 tarihli raporda, davacı şirketin aldığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki hizmet binalarının depreme dayanıklıkları, ölçümlenmesi ve güçlendirilmesine dair projelerin hazırlanmasına dair ihaleler nedeniyle mühendisilik bürosu olarak faaliyet gösteren işyerinde yapılan işlere ait ihale sözleşmelerinde davacı şirket tarafından 2 teknik ressam, 2 inşaat mühendisi, 1 mimar, 1 Elektrik mühendisi, 1 Jeoloji mühendisi çalışanın istihdam edilmesinin kararlaştırıldığı ve ihale konusu işlerin devamlı işyeri çalışanları ile yapılıp yapılmayacağı hususlarında inceleme yapıldığı, işyeri çalışanlarının niteliklerine rağmen asgari ücret üzerinden bildirim yapıldığı ve bazı dönemlerde hiç işçilik bildirimlerin olmadığı gerekçeleriyle fark işçilik ve bu tutar üzerinden prim ve gecikme zammı tahakkuk ettirildiği, ayrıca prim belgelerinin zamanında verilmemesi nedeniyle davacı şirkete idari para cezaları tahakkuk ettirildiği, davacı şirketin bu cezalara karşı açtığı idari davalar sonrasında davacı şirket lehine verilen iptal kararlarının Danıştay ve Bölge İdare Mahkemeleri"nde onandığı anlaşılmaktadır.
Davacının, mahkeme kararlarından sonra idari yargıda verilen bu kararların gerekçelerindeki, kurumca yapılan tespitte aslen Bağ-Kur kaydı bulunan veya başka işyerinde sigortalı olarak çalıştığı tespit edilen işçilerin hukuka aykırı olarak dikkate alındığına dair kabuller nedeniyle, Kurumca davacı şirketin idari para cezalarının iptalinden sonra mahkeme kararları dikkate alınarak yapılan 16.03.2012 tarihli ikinci inceleme sonrası mahsup işlemi sonucunda 19.237,84 TL Kurum alacağının bulunması üzerine eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı Kurumca prim tahakkukuna ilişkin işlemin yeterli olmadığı ve prim tahakkukunun da usulüne uygun olmadığının İdare Mahkemesi kararı ile tespit edilip temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesin hüküm halini aldığı halde davalı Kurumun geçersiz olan işlemi esas alarak ek prim tahakkuku ve gecikme cezası uygulaması yasaya uygun olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı şirketin ihalelerine dair tüm belgeler ve özellikle ihale konusu dönemdeki bordrolar ve puantajlar getirtilmeli, bu kapsamda davacı şirket çalışanlarının sayısı belirlenerek, fiilen ihale konusu işlerde çalışıp çalışmadıkları belirlenmeli, Kurumca idare mahkemelerinden verilen kararlar nedeniyle yapılan 16.03.2012 tarihli sonraki incelemenin usulüne uygun olup olmadığı, hangi sigortalıların hangi nedenlerle ve ne miktarda primlerin ikinci raporda inceleme esnasında dikkate alınmadığı, başkaca dikkate alınması veya alınmaması gereken sigortalı olup olmadığı ve bu kapsamda kurumca mahsup sonrası çıkartılan fark işçilik .
tutarının kaynağı belirlenmeli, idari yargıda verilen iptal kararlarının idari para cezalarına dair olduğu ve işçilik ve prim alacağına ilişkin davalarda bağlayıcı olmayacağı dikkate alınarak, işin esası incelenmeli ve yeminli mali müşavir, sosyal güvenlik uzmanı ve hukukçu bilirkişilerden oluşan heyetten denetime elverişli şekilde davalı Kurumun işçilik alacağı olup olmadığı hususunda ayrıntılı bir rapor aldırılmak suretiyle davalı Kurumun alacağı olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.