Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21014
Karar No: 2015/4232
Karar Tarihi: 11.03.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/21014 Esas 2015/4232 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/21014 E.  ,  2015/4232 K.

    "İçtihat Metni"

    İş Mahkemesi
    Dava Türü : İşe iade

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı, iş akdinin haksız olarak işveren tarafından feshedildiğinden bahisle işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının operatör olarak çalıştığını, şahsi dosyasında bir çok kez uyarı, ihtar ve yevmiye kesme cezalarının bulunduğunu, ayrıca sıklıkla rapor aldığını her 20 günde bir gün veya daha fazla rapor aldığını, iş akışının bozulduğu ve çalışma düzeninin aksadığını, uyarılara rağmen iş görme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ayrıca fesihten kısa bir süre sonra fabrika müdürü Cenk Akyürek"in eşi ve kızlarına tehdit ve hakaret suçlarını işlediğini, sözleşmenin ard etkisi nedeniyle bu davranışların da iş barışını bozduğu ve davacının işe iadesinin mümkün olmadığını, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanununun 25/2. fıkrasına göre 15.01.2014 tarihinde sona erdirildiğini, yapılan fesih işleminin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından kendisine hatırlatılan görevleri yerine getirmemesi, sık sık devamsızlık yapması, işgörme yükümlülüğüne aykırı davranma gerekçeleri ile İzmir 5. Noterliği"nin 16/01/2014 tarih 536 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği, davacının feshin sebebi olarak gösterilen devamsızlık sürelerinin sağlık raporuna dayanan süreler olduğu anlaşılmış, ilgili raporların gerçek bir rahatsızlığa dayanmayan raporlar olduğu konusunun davalı tarafça ispatı mümkün olmamış, diğer taraftan özellikle davacı tanıkları beyanlarında çalışma şekli ve şartları dolayısı ile zaman zaman bir çok çalışanın sağlık raporu ibraz edebildiğini, benzer gerekçe ile işten çıkartılan kimse bulunmadığını bildirdikleri görülmekle davacının iş sözleşmesinin feshinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İş akdinin feshinin geçerli nedenle yapılıp yapılmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kay¬naklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
    İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
    İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
    İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
    İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
    İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
    İşçinin iş görme borcu, işverenin yönetim hakkı kapsamında vereceği talimatlarla somutlaştırılır. İşverenin yönetim hakkının karşıtını, işçinin işverenin talimatlarına uyma borcu teşkil eder. İşveren, talimat hakkına istinaden, iş sözleşmesinde ana hatlarıyla belirlenen iş görme ediminin, nerde, nasıl ve ne zaman yapılacağını düzenler. Günlük çalışma süresinin başlangıç ve bitiş saatlerini, ara dinlenmesinin nasıl uygulanacağını, işyerinde işin dağıtımına ilişkin ya da kullanılacak araç, gereç ve teknikler konusunda verilecek talimatlar bu türden talimatlar arasında kabul edilirler. İşverenin yönetim hakkı işyerinde düzenin sağlanmasına ve işçinin davranışlarına yönelik talimat vermeyi de kapsar. Buna karşılık, işverenin talimat hakkı, iş sözleşmesinin asli unsurlarını oluşturan, ücretin miktarı ve borçlanılan çalışma süresinin kapsamına ilişkin söz konusu olamaz. İşveren, tek taraflı olarak toplam çalışma süresini arttırmak veya ücrete etki edecek şekilde azaltmak yetkisine sahip değildir. İşverenin iş sözleşmesinin asli unsurlarını kapsayacak şekilde talimat vermesi, iş sözleşmesindeki edim ile karşı edim arasındaki dengenin bozulması hâlinde, iş güvencesine ilişkin hükümlerin dolanılması söz konusu olabilir. İşverenin talimat verme hakkının, yasa, toplu iş sözleşmesi ve bireysel iş sözleşmesi ile daraltılıp genişletilmesi mümkündür. Bir başka açıdan ifade edilecek olursa, işverenin talimat verme hakkı, kanun, toplu iş sözleşmesi ile bireysel iş sözleşmesi hükümleri ile sınırlıdır. Bu itibarla, işveren, ceza ve kamu hukuku hükümlerine aykırı talimatlar veremeyeceğinden, işçi bu nevi talimatlara uymak zorunda değildir. Bunun dışında işveren, işçinin kişilik haklarını ihlal eden talimatlar veremez. Keza, Medeni Kanunu’nun 2’nci maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı gereği, işveren dürüstlük kuralına aykırı talimatlar da veremez. Şu halde işveren, diğer işçilerin lehine fakat bir veya birkaç işçinin aleyhine sonuç doğuracak eşitsizlik yaratacak talimatlar veremeyeceği gibi işçiye eza ve cefa vermek amacıyla da talimatlar veremez. Buna göre, işveren talimat verirken eşit işlem borcuna riayet etmekle de yükümlüdür.
    İşverenin yönetim hakkı kapsamında verdiği talimatlara işçi uymak zorundadır. İşçinin talimatlara uymaması, işverene duruma göre iş sözleşmesinin haklı ya da geçerli fesih hakkı verir. İş Kanunu’nun 25’nci maddesinin II’nci bendinin (h) fıkrası, işçinin yapmakla görevli bulunduğu görevleri, kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesini, bir haklı fesih nedeni olarak kabul etmektedir. Buna karşılık, yukarıda da ifade edildiği üzere, İş Kanunu’nun gerekçesine göre, işçinin “işini uyarılara rağmen eksik, kötü veya yetersiz olarak yerine getirmesi” geçerli fesih nedenidir.
    Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir.
    İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
    Somut olayda, davacının özlük dosyasında davacıya iş yapış şeklindeki hatalar ve müşteri şikayetleri nedeniyle 27.07.2012 hatalı sarım nedeniyle müşteride gıda güvenliğine neden olan olay nedeniyle İHTAR, 14.03.2013 aktarma için çıkan bobini deşeye atma nedeniyle 1 YEVMİYE KESME cezası ve Orsiyal kalınlığı siparişe uygunsuzluk nedeniyle İHTAR, 28.5.2013 alan tertip düzenine uymadığından İHTAR, 28.5.2013 siparişte müşteri şikayetine neden olduğundan İHTAR, 22/7/2013 siparişteki ciddi ihmali nedeniyle 1 YEVMİYE KESME cezası, 08/01/2014 baskı yerinde bozuk mamülün müşteriye gönderilmesinde hatalı olduğundan 2 YEVMİYE KESME cezası, aynı tarihte Eylül ayında 13 kez çay molasını aştığından İHTAR (25/10/2013 tr savunmasında farkında olmadan aşmış olabileceğini bildirmiş) cezası verildiği, raporlarına gelince; 20.02.2012 2 gün viral siğiller, 9-15/3/2012 7 gün el bileği ve elin açık yarası, 7-8/4/2012 2 gün yumuşak doku tramvası, 13-22/4/2012 10 gün yumuşak doku tramvası, 12/5/2012 1 gün bel ağrısı, 12/6/2012 1 gün gastroenterit, 9-18/8/2012 10 gün septoplasti, 19-23/8/2012 5 gün septoplasti, 13-15/2/2012 3 gün bel ağrısı, 12/5/2013 1 gün bel ağrısı, 10/06/2013 1 gün bel ağrısı, 12/6/2013 1 gün lumbolji, 19/7/2013 4 gün iş kazası, 23/7-01/8/2013 10 gün yara, 27/10/2013 1 gün bel ağrısı, 16-17/11/2013 2 gün bel ağrısı, 27/11/2013 1 gün miyalji, 21/12/2013 2 gün bel ağrısı nedeniyle raporları bulunduğu, davacı hakkında tutulan müteaddit tutanaklar ve dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının genel olarak verilen işi olması gerektiği gibi yapmadığı; bu davranışlarının uyarılara rağmen bir kaç kez tekrarlandığı anlaşılmakla davacının eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde geçerli fesih nedeni oluşturacak nitelikte bulunduğundan ve işyerinde olumsuzluklara neden olduğundan işverence iş ilişkisinin sürdürülmesi beklenemez. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
    4857 sayılı Kanun"un 20/3. maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın REDDİNE,
    3-Alınması gereken 27.70 TL harçtan peşin alınan 25.20 TL harcın mahsubu ile kalan 2.50 TL harç giderinin davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
    4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama gideri olan 76.65 TL"nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi