4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8040 Karar No: 2018/5764 Karar Tarihi: 01.10.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/8040 Esas 2018/5764 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından yapılan manevi tazminat istemiyle ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, davacıların haksızlığa uğradığı iddia edilmiştir. Mahkeme davayı kısmen kabul etmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacıların biri davalının kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, diğer davacılar ise davalının kendilerine hakaret ettiğini iddia etmiştir. Mahkeme, sözlerinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı hakkında ceza davası sonucunda hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Bu nedenle, birleşen davanın tamamının reddedilmesi gerektiği ve kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak ise Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi (TBK'nun 74) anılmıştır.
4. Hukuk Dairesi 2016/8040 E. , 2018/5764 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl dava davacıları ... ve ... ile birleşen 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/261 esas sayılı dosyasının davacısı ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/05/2014 gününde verilen dilekçeler ile haksız fiile dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının asıl davaya ilişkin tüm temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava davacıları ... ve ..., davalının kendilerine hakaret ettiğini, birleşen dava davacısı ... ise davalının kendisine hakaret ve tehdit ettiğini bu nedenle yapılan ceza yargılaması sonucunda cezalandırıldığını, verilen cezanın kesinleştiğini belirterek uğradıkları manevi zararın giderilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın zaman aşımına uğradığını, iddiaların gerçek dışı olduğu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, asıl ve birleşen davada davalının sözlerinin hakaret oluşturacak nitelikte kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davalının davacı ...’a yönelik hakaret ve tehdit suçunu işlediğine dair davacı iddiası dışında herhangi bir delil olmadığı, bu nedenle de iddia edilen eylemlerin sübuta ermediği anlaşılmaktadır. Davalı hakkında ceza davası sonucunda hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Bu nedenle ortada hukuk hakimini Borçlar Kanunu"nun 53.maddesi (TBK"nun 74) anlamında bağlayıcı bir mahkumiyet kararından söz edilemez. Şu durumda, birleşen davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle birleşen dava yönünden BOZULMASINA, davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.