Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/4-792 Esas ve 2014/17 Karar sayılı ilamıyla da kabul edildiği üzere; ceza muhakemesinde vicdani kanı yargısı yapma görevi ilk derece mahkemesine aittir. Tanığın yanlı veya yansız olup olmadığı, doğruyu söyleyip söylemediği, açıklık, sözlülük, yüzyüzelik ve doğrudanlık ilkeleri çerçevesinde duruşma yaparak vicdanı kanı oluşturan duruşma hakiminin takdirindedir. Hükümde hukukilik denetlemesi yapmakla görevli Yargıtay, hükmün gerekçesini inceleyerek maddi olayların gerekçede yeterince yansıtılıp yansıtılmadığını ve yansıtılan maddi olaylara ilişkin kanıtların tartışılıp tartışılmadığını, bu tartışma yapılırken, doğa, mantık, deneyim ve hukuk kurallarına uyulup uyulmadığını inceleyecektir. Bu nedenle mahkemece delil tartışması yapılarak vicdani kanaat oluşturulduğundan ve "takdirin takdiri olmaz" kuralına aykırı olarak, yerel mahkemenin yerine geçip yeni bir kanaat oluşturulmasının hukuka uygun olmayacağı anlaşıldığından, verilen beraat kararları usul ve Kanuna uygun görülmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.