22. Hukuk Dairesi 2016/17150 E. , 2019/14040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, 17.11.2011-15.10.2012 tarihleri arasında, davalılara ait işyerlerinde çalıştığını, çalışmasının kesintisiz olarak bir bütün olduğunu, iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiğini ancak bugüne kadar ödemenin yapılmadığını, cumartesi ve pazar günleri de dahil olmak üzere haftanın altı günü iş yoğunluğuna göre geç saatlere kadar fazla mesai yaparak çalışan davacının dini bayram günlerinin yarısında, resmi bayram günlerinde ise sürekli olarak çalıştığını, çalıştığı süre içerisinde yıllık ücretli izin hakkını kullanmadığını, ayrıca işine son verildiği tarih itibariyle son iki aylık ücretini de tam olarak alamadığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücretleri ile yıllık ücretli izin hakkı alacağına ilişkin de davalı işverenler tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek tazminat ve alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu da davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, dosya kapsamında dinlenilen davacı tanıkları davacının fazla mesai yaparak çalıştığını beyan etmişler ve Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelenmesinde de davacının sabah 08.30 da çalışmaya başlayıp 22.00’a kadar çalıştığının kabulü ile fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. Ne var ki, mahkemenin bu kabulü dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Zira tanıklardan ... davacı ile belirli süre çalışmış olup, diğer tanık Nevzat Pınarcı ise markete komşu ikamet ettiğini beyan etmiş olup işyerinde çalışması bulunmamaktadır. Bu durumda, diğer tanık ...’in beyanı esas alınarak, davacının 08.30-21.30 saatleri arasında çalıştığının kabulü dosya kapsamına daha uygun düşecektir. Mahkemece bu yön gözetilmeden, hatalı hesaplamaya itibar edilerek karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir başka uyuşmazlık konusu da, davacının kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31.maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının çalışma süresi göz önüne alındığında, bu süre boyunca hiç izin kullanmamış olması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca kaç gün yıllık izin kullandığı konusunda beyanı alınmalı, bundan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olup ayrı bir bozma sebebidir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.