![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/1421
Karar No: 2022/1258
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1421 Esas 2022/1258 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1421 E. , 2022/1258 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davalılar vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 08.03.2022 günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalılardan ... İnş. Tic. Taah. Proje Emlak Gıda Tekstil Parfümeri Ltd. Şti. vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan davacı vekili Avukat ... gelmiş. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılar tarafından Adana ... Lisesi yapım işinin ihalesini üstlenmiş olduklarını, geçici ve kesin kabulü yapılan inşaatın duvarının bir bölümünün yıkılmış olduğunu, şartnamenin ilgili maddelerine göre inşaatın fenne ve bilime aykırı yapılmış olduğu, yıkılan duvar ile aynı şartlarla doğu tarafında yapılan duvarında yıkılma tehlikesi olduğunu ileri sürerek, yıkılan doğu duvar ile yıkılma tehlikesi oluşan batı duvarının bütün masraflarının yüklenici firmaya ait olmak üzere duvarların yıkılıp yeniden yapılması, bu mümkün olmaması halinde duvarların davacı idare tarafından yapılması halinde yaklaşık maliyet olarak hesaplanan 168.899,73 TL'nin hasar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu edilen inşaatın geçici ve kesin kabulünün yapıldığını, istinat duvarının proje ve hesaplarının Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından yapıldığını ve 28.01.2008 tarihinde tasdik edilerek uygulanmak üzere verildiğini, duvarın ise 2008 yılı Şubat ve Mart aylarında tamamlandığını, 2009 yılında geçici kabulünün yapıldığını, herhangi bir olumsuzluğun olmadığını, daha sonra fosseptik çukurunun duvara ve B Blok temeline yakın olduğunu bunun tehlikelerini idareye bildirdiklerini, kanalizasyona bağlanarak bu olumsuzlukların giderildiğini, yağmur sularının istinat duvarına baskı yapmaması için arazinin doğal meyiline göre prekast dere elemanları vasıtasıyla açık kanal yapılarak saha dışına aktarıldığını, bunun projede olmamasına rağmen bedelsiz yapıldığını, okul idaresi tarafından toprak saha üzerine 50 cm kalınlığında bitkisel toprakla doldurulduğunu, arazi meyillerinin ortadan kaldırıldığını, tahliye kanallarının kapatıldığını, bunun üzerine toprağın baskısının istinat duvarına yüklenerek olumsuz durumunun meydana geldiğini, yanlış proje yönünden de duvarın yıkıldığını belirttiğini, proje hesapları da yükleniciye verilmediğinden müvekkilinin hesaplar üzerinde incelemesinin önlendiğini, hesaplara müdahale edemediğini, daha sonra yıkılan duvarın yeni proje kapsamında müvekkilleri tarafından yapılarak olumsuzluğun giderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, her iki duvarında yeniden yapımına, doğu duvarı için 93.828,27 TL, batı duvarı için de 75.071,46 TL duvar masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 07.12.2017 tarih ve 2017/1561 E., 2017/4314 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddi ile, duvarın yeniden yapımı için gerekli olan bedelin ayıbın ortaya çıktığı zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre hesaplattırılması için rapor alınması gerektiği, davacı idare tarafından tek taraflı olarak düzenlenen yaklaşık maliyette belirtilen bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı, yargılama aşamasında doğu duvarının davalı yüklenici tarafından yeniden inşa edildiği, bu dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, temerrüdün dava tarihi itibariyle oluştuğu dikkate alınarak dava tarihinden itibaren davacı yararına yasal faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile, doğu duvarı yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalıların ayıplı hizmeti nedeniyle yıkılıp yeniden yapılması gereken batı duvarı için 72.971,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Somut olayda davacı vekili, doğu cepheye bakan duvarın yıkılarak yeniden yapılması yönünden 93.828,27 TL, batı cepheye bakan duvarın yıkılarak yeniden yapılması yönünden 75.071,46 TL talep etmiş, yargılama aşamasında davalı yüklenici tarafından doğu cepheye bakan duvarın yeniden yapıldığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece, davacının dava tarihi itibariyle doğu cepheye bakan duvarın yeniden yapım bedelini talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu ve batı cepheye bakan duvarın yeniden yapım bedeli olarak 72.971,00 TL’ye hükmedilmesi karşısında, toplam dava değerinin 2.100,46 TL’lik kısmının reddedildiği göz önünde bulundurularak davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine takdir edilmesi gerekirken, doğu cepheye bakan duvarın yeniden yapım bedelinin talep edilmesinde hukuki yararın bulunduğu dikkate alınmaksızın reddedilen miktarın 95.928,66 TL olduğu kabul edilerek kabul ret oranı hesabının yanlış yapılması doğru olmamıştır.. Anılan nedenlerle kararın bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 7. bendinde bulunan ‘13.063,23 TL’ ibaresinin çıkartılarak yerine ‘2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 2.100,46 TL’ ibaresinin, 9. bendinde bulunan ‘14.482,69 TL’nin’ ibaresinin çıkartılarak yerine ‘416,88 TL’nin’ ibaresinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalılardan tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeden müştereken ve müteselsilen alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 09.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.