3. Hukuk Dairesi 2017/8234 E. , 2019/4008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kendi adına kayıtlı olan ... plakalı aracı ile bu araç üzerine monte edilmiş ve bedeli tarafından ödenmek suretiyle satın alınmış olan kanal görüntüleme robotu ile ekipmanlarını, araç kiralama sözleşmesi ile davalıya 24 aylığına kiraladığını, ekonomik açıdan zor duruma düşmesi sonucunda aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle araç hakkında yakalama çıkartıldığını ve 26/11/2013 tarihinde kolluk kuvvetleri tarafından aracın yakalandığını, tutulan tutanakta araç üzerine monte edilen kanal görüntüleme robotu, jeneratör, bilgisayar kasası, kaynak tüpünün davalı tarafından sökülüp alındığının belirtildiğini, davalı aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu ve davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, buna rağmen kanal görüntüleme robot ve ekipmanlarını geri alamadığını beyan ederek ekipmanlarının davalı tarafından alınması ve iade edilmemesi nedeniyle uğradığı zarar ile yeni robot sistemi alıp işlerine devam edebilmesine kadar geçen süre boyunca uğramış olduğu iş ve kazanç kaybı için şimdilik toplam 11.000 TL’nin tanziminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı ile gayri resmi ortak olduklarını, dava konusu ... plakalı araç ve üzerine monteli kanal görüntüleme robotunun ortak alındığını ancak robotun faturasının davacı adına kesildiğini, davacının ekonomik durumunun kötüleşmesi ve hakkında icra takipleri başlatılması üzerine davacı ile 22/10/2013 tarihli kanal görüntüleme ve araç kiralama sözleşmesi imzalanarak araç ve cihazın kendisine 24 ay süreyle aylık 1.050,00 TL+KDV bedeli ile kiralandığını, davacının 26/11/2013 tarihinde hem gayri resmi ortaklığı bitirmek hem de kira sözleşmesini geçersiz hale getirmek adına olay tarihinde kendi sigortalı elemanı kullanımında olan dava konusu aracı ihbar ederek yakalanmasını sağladığını, kendisinin haksız bir fiili olmadığını ayrıca davanın görevli ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davada uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi nedeniyle, ticari nitelikte olup, ticari ilişkiden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari sözleşme olduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren dilekçe ile başvurulması halinde, dosyanın görevli ve yetkili ...Asliye Ticaret Mahkemesine Gönderilmesine, aksi takdirde mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içince davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, uyuşmazlık kanal görüntüleme araç kiralama sözleşmesine ilişkindir. Dava, 15/10/2015 tarihinde 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, davanın ticari dava olduğu belirtilerek dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru değildir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün ve gerekçesinin, HUMK 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarı açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ikinci fıkrasındaki "Davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden..." ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak "Davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden..." ibaresi yazılmak suretiyle; hükmün üçüncü fıkrasındaki "...dosyanın görevli ve yetkili ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Gönderilmesine" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak "...dosyanın görevli ve yetkili ... Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine" ibaresi yazılmak suretiyle; hükmün ve hüküm gerekçesinin düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.