9. Ceza Dairesi 2016/927 E. , 2016/4447 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : .... Ağır Ceza
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda .... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.07.2015 tarihli ve ... soruşturma, .... sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile sanık hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligata uymadığından bahisle infaz kayıtları kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, sanık hakkında ..... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.12.2015 tarihli ve....soruşturma, ....esas, .... sayılı iddianamenin iadesine dair .... ... Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2015 tarihli ve .... sayılı iddianame değerlendirme kararına yönelik itirazın reddine ilişkin .... . Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve .... değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191. maddesinde “(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde “ (1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.
(2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” Yine Denetimli serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 40. maddesinde “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir.
(2) Haklarında;
a) Adli kontrol tedbirine,
b) Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin karar verilen yükümlülerin müdürlüğe başvurması istenmez.
(3) Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir.
(4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı; somut olaya bakıldığında ise sanık hakkında verilen kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararda, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği tedbir ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar edilmesi halinde dava açılacağının ihtar edildiği, bu kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleştiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce sanığa 10 gün içerisinde müracaat edilmesine ilişkin ihtarlı davetiye çıkartıldığı ve tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, bahse konu düzenlemeler uyarınca usulüne uygun olarak yapılan çağrıya karşın denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmeyen sanığın yükümlülüklerini yerine getirmemekte ısrar ettiğinin kabulü gerekeceği gibi, her ne kadar iddianamenin iadesi kararının gerekçesinde sanığın adresinin araştırılarak denetimli serbestlik müdürlüğüne neden müracaat etmediğinin sorulması gerektiği belirtilmiş ise de, sanığın soruşturma aşamasında yanlış adres beyan etmesi ve yerleşim yeri adresinden taşınmasına karşın adres değişikliğini bildirmemesi de nazara alındığında, mevzuatta öngörülmeyen bir yükümlülüğün savcılıklara yüklenemeyeceği cihetle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 23.03.2016 gün ve 94660652-105-55-607-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.04.2016 gün ve 2016/123897 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair 29.07.2015 günlü kararın şüphelinin mernis adresine 28.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği halde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce 03.08.2015 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne müracaat etmesi için ihtar yazısı çıkarıldığı ve anılan yazının da şüphelinin Mernis adresine 28.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanamayacaktır.
Ayrıca, TCK"nın 6545 sayılı Kanunun 68. maddesiyle değişik 191/4. maddesi uyarınca kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi halinde hakkında kamu davası açılacaktır. Dosya Kapsamından şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğine ilişkin bilgi ve belgeye de rastlanmamıştır.
Açıklanan durumlara göre, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı aracılığıyla yerel Mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine, 16.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.