Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11847
Karar No: 2014/16043
Karar Tarihi: 30.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/11847 Esas 2014/16043 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/11847 E.  ,  2014/16043 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi
    Tarihi : 27.03.2014
    No : 2013/470-2014/123

    Dava, davalının kasten yaralayarak sürekli işgöremezlik kaybına uğramasına neden olduğu sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-)Dairemizin bozma kararında benimsendiği üzere; 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun, temyiz kudretini haiz olmayanların mesuliyetine dair 54/1. maddesinde yer alan, "Hakkaniyet iktiza ediyorsa hakim, temyiz kudretini haiz olmayan kimseyi ika ettiği zararın tamamen yahut kısmen tazminine mahkum eder." hükmüne göre; hakkaniyet gerekli kılıyorsa hâkim temyiz kudreti bulunmayan bir kimseyi kısmen veya tam olarak tazminata mahkûm edebilir. Anılan hükmün amacı sorumluluğun, hakkaniyet düşüncesi ile kusur sorumluluğu hali dışında genişletilmesi olup, mümeyyiz olmayanın eyleminden hukuki bir sonuç doğmayacağı hakkındaki genel kurala bir istisna koymaktır. Bu yönde, Türk Medeni Kanununun 15. maddesinin birinci fıkrası hükmü kural olarak mümeyyiz olmayanların haksız eylemleri nedeniyle sorumlu olmamalarını gerektirir. Fakat bu maddenin ikinci fıkrası bazı istisnalara işaret etmektedir. İşte Borçlar Kanununun 54. maddesinin birinci fıkrası hükmü, bu istisnalardan biri belki de en önemlisidir. Hâkim adaletin gerektirdiği yerde temyiz kudretinin bulunmamasından dolayı zarara sebebiyet verene isnadın kabul olmamasını bir kenara bırakabilecektir. Burada ona geniş bir takdir yetkisi verilmiştir. Her olayda zarara uğrayan kimsenin haksız eylemi işleyen gayri mümeyyizden tazminat isteyip isteyemeyeceği, olayı oluşturan hal ve şartlara bakılarak tayin edilecektir.
    Bu hal ve şartlar arasında mümeyyiz olmayanın hürriyetinin doğurduğu özel tehlike, temyiz kudreti olmamasına rağmen belli bir kusurun varlığı, zarara uğrayanın olay sırasında zarar failine karşı davranışı ve öncelikle mümeyyiz olmayanın iktisadi gücünün büyüklüğü ile zarara uğrayanınki ile karşılaştırılması gösterilebilir. Eğer olayın mali bakımdan doğurduğu zarar mağdur yönünden hissedilir derecede, buna karşılık fail
    için de nispeten kolaylıkla yüklenebilir mahiyette ise, mümeyyiz olmayan failin, zararı tamamen veya kısmen tazmin etmesi adalete uygun olur. Hâkim az önce değinilen diğer özel hal ve şartları, mümeyyiz olmayanın, zarara uğrayan tarafından tahrik edilip edilmediğini, edilmişse derecesini, mümeyyiz olmayanın eyleminden dolayı başkasının sorumlu tutulup tutulmayacağını, fiilin işleniş biçimini, mümeyyiz olmayanın eylemi işlerken içinde bulunduğu ruh haletini incelemeli ve sorumlu tutulabildiği takdirde bunun kapsamını tayin etmelidir.
    Böylece, 54. madde gereğince, hakkaniyet gerektiriyorsa, davalının Kurum zararından en azından kısmen sorumlu tutulması gereği gözetilmelidir. Yapılacak değerlendirmede, sorumlu tutulacak miktar hakkında, belirtilen hususlar yanında, davalının ekonomik durumu, " Hakim, hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın suretini ve şümulünün derecesini tayin eyler..." şeklindeki Borçlar Kanununun 43. maddesi ile, yine aynı kanunun "Mutazarrır olan taraf zarara razı olduğu yahut kendisinin fiili zararın ihdasına veya zararın tezayüdüne yardım ettiği ve zararı yapan şahsın hal ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakim, zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilir.Eğer zarar kasden veya ağır bir ihmal veya tedbirsizlikle yapılmamış olduğu ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bıraktığı takdirde hakim, hakkaniyete tevfikan zarar ve ziyanı tenkis edebilir." şeklindeki 44. maddesi kapsamında dikkate alınmalıdır.
    Eldeki davada, sırf tarafların ekonomik durumları gözetilerek sonuca ulaşmak uyuşmazlığın çözümünde hakkaniyete uygun ve yeterli olmayıp, açıklanan yasal çerçevede; ceza davası dosyası celbedilip incelenerek, gerektiğinde tanık dinlenmek suretiyle, mümeyyiz olmadığı anlaşılan davalının hürriyetinin doğurduğu özel tehlike, temyiz kudreti olmamasına rağmen belli bir kusurunun varlığı, zarara uğrayanın olay sırasında davalıya karşı davranışının niteliği belirlendikten sonra, değinilen bu özel hal ve şartlar ile davalının, zarara uğrayan tarafından tahrik edilip edilmediği, edilmişse derecesi, davalının eyleminden dolayı başkasının sorumlu tutulup tutulmayacağı, fiilin işleniş biçimi, davalının eylemi işlerken içinde bulunduğu ruh haleti incelemeli ve olayın oluş şekline göre davalının sorumlu tutulması/tutulmaması gerektiği de gözetilerek, bu çerçevede yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
    2-) Kabule göre de, yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323., Avukatlık Kanunu’nun 169. ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan vekâlet ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir.
    Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması, hukukun genel kurallarındandır.
    Konuya ilişkin 6100 sayılı Kanunun 329. maddesinin birinci fıkrası bu ilkeye dayanmaktadır.
    Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir.
    Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki taraf ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacak, vekâlet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır.
    Bu konuya ilişkin olarak, gerek yasal, gerekse hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen ret/tümden ret edilmesi halinde davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır.
    Konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde herhangi bir kurala yer verilmemiştir.
    Bu çerçevede; Dairemizin uygulamaları gereği olarak, davanın kısmen/tümden red nedeni, kanun/hakkaniyet veya takdiri olması halinde davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmemesi gerektiği gözetilerek karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi