19. Hukuk Dairesi 2016/3078 E. , 2017/4180 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada alacak birleşen davada menfi tespit davasının, asıl davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dava, zamanaşımına uğramış ve imzası inkar edilmiş bonodan doğan alacağın faiziyle birlikte tahsili talebine ilişkindir.
Asıl davada davalılar vekilleri, senedin muvazaalı olarak düzenlendiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece asıl dava için Dairemiz 09.03.2011 tarihli bozma ilamı sonrasında verilen davanın reddi kararı, Dairemiz 26.09.2013 tarih; 2013/10756 E. - 2013/14851 K. sayılı ilamı ile “Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporları ile dava konusu alacak istemine dayanak bonodaki imzaların davalılar murisine ait olduğu açıklık kazanmıştır. Hal böyle olunca alacağın kambiyo senedine dayalı olduğu ve bu halde uyuşmazlığın kambiyo hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken mahkemece bu yön gözardı edilerek davalı yanca sanki muvazaaya dayalı olarak açılmış karşı veya birleştirilen bir dava var gibi yargılama yapılıp karar verilmesi doğru değildir. Yapılacak iş hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda alınan raporlarla imzanın davalılar murisine ait olduğunun saptanması karşısında muvazaa savunmasına girilmeksizin bir karar verilmekten ibarettir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra açılan birleşen davada davacılar vekili, davalının lehtar, müvekkillerinin miras bırakanı ...’nın keşideci olduğu, Yargıtay bozma ilamına da konu olmuş dava konusu bonodaki keşideci imzasının müvekkillerinin mirasbırakanına ait olmadığını, ayrıca bu senedin müvekkilleri mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiğini, hatta davalı ...’nin müvekkillerinin üvey teyzesi olup kendi yeğenleri olan mirasçılar aleyhine dava açmadığını ileri sürerek, müvekkillerinin bono nedeniyle davacıya borçlu olmadığının tespitini, bononun iptali ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacılardan tahsilini istemiştir.
Mahkemece asıl dava yönünden bozmaya uyularak ve birleşen dava yönünden esasa dair yapılan yargılama sonucunda, asıl dava konusu bonodaki keşideci imzasının davalıların murisi ..."ya ait olduğu, ancak davalıların birleşen dava ile muvazaa nedeniyle menfi tespit talebinde bulundukları, yargılama aşamasında toplanan delillere göre dava konusu yapılan senedin muvazaalı olarak düzenlediği, muvazaa iddiasının her türlü delille kanıtlanabileceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, birleşen davada tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava alacak davası, birleşen davaysa muvazaa sebebiyle açılmış menfi tespit davasıdır. Dava konusu olan senette keşidecinin ... olduğu ve bu şahsın dava tarihinden önce öldüğü, mirasçılara karşı alacak davası açıldığı ve birleşen davanın da mirasçılar tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından murisin başka bir mirasçılarının da olduğu tespit edilmiştir. Miras şirketine mümessil tayin edilmeden veya mirasçıların tümüne karşı dava açılmadan veya açılan davaya diğer mirasçıların muvafakati alınmadan dava görülemez. Mahkemece muris ...’nın mirasçıları belirlenip, bu miras şirketine mümessil tayini için süre verilip ya da tüm mirasçılara karşı dava açılması ve birleşen davacıların açtığı davaya muvafakatlerinin sağlanarak taraf teşkili yapıldıktan sonra işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.