17. Hukuk Dairesi 2019/4027 E. , 2020/7711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının konutunu davalı şirkete sigorta ettirdiğini 16.07.2014 tarihinde yağan yoğun ve şiddetli yağış nedeniyle taşınmazında hasar meydana geldiğini, eksper tarafından yapılan değerlendirme sonunda duvardaki yetersizlik ve somut olayın herhangi bir teminat maddesi ile ilişkilendirilememesi nedeniyle tazminat ödenemeyeceğinin davacıya bildirildiğini, duvarın onaylı imar projesine uygun yapıldığını, yer kaymasının teminat kapsamında olduğunu, çatlağın gün geçtikçe çoğaldığını, komşu taşınmazların zarar görme ihtimalinin bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL maddi tazminatın 16.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Davacı vekili, sürekli yağan yağış nedeniyle yer kayması sonucunda arka bahçe isnat duvarında çatlaklar oluştuğu ve bu doğal afet sonucunda bahçe duvarının yıkılarak hasar meydana geldiğini belirterek davalıdan oluşan hasarın bedeli talep etmiş, mahkemece; sözleşmenin sel veya su baskını klozu incelendiğinde "yağışlar nedeni ile meydana gelen sel veya su baskınına" neden olduğu, zararın poliçe kapsamında olduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda istinat duvarının yıkılma sebebinin yağmur suları değilde duvardaki projelendirme ve yapım hatasından kaynaklandığı bu haliyle bu zararın poliçe kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davalı ... şirketine atfedilecek bir kusur olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan 15.12.2014 tarihli inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın arkasında ortak mahal olan yıkılan isnat duvarı imalat hatasından dolayı yıkılmış olduğu; 04.05.2015 tarihli inşaat mühendisinden alınan raporda da, aşırı yağışlar sonucunda isnat duvarlarında toprak yüklerine ilave su basınç yükleri meydana gelmiş olup temel zemininde kayma veya çökme olmadığı, istinat duvarlarının kesitlerinin ve donatılarının yetersiz olduğu hususları dikkate alındığında, istinat duvarlarının yıkılmasının nedeninin toprak kaymasından kaynaklanmadığı, duvardaki projelendirme ve yapım hatalarından kaynakladığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davaya konu hasarın, duvarın projelendirme ve yapım hatasından kaynaklandığı belirtilmişse de yağan yağışların da etkisi olduğu yıkılan isnat duvarı eksik ve yetersiz demir donatı, yetersiz beton kesiti, drenajının
olmaması ve işçilik hatalarından dolayı yıkılmış olup davacının kullanım veya bakım hatasından kaynaklanmadığı anlaşıldığı bilirkişi raporları ile tespit edildiği, buna ilişkin davacı sigortalının istinat duvarının yapımında, yıkılmasında müterafik kusuru olup olmadığı tartışılarak oluşan sonuca göre poliçedeki sel ve su baskını klozu kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.