Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 1- Sanığın aşamalardaki beyanlarında, kayınvalidesi olan müştekinin, telefonda kendisine, “çocukları sana göstermeyeceğiz, senden uzaklaştıracağız” demesi üzerine, sinirlendiğini ve ne söylediğini bilemediğini beyan etmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, 2- Sanığın tekerrüre esas sabıkası bulunmadığı halde, CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı da tanınmadan tekerrür hükümlerinin uygulanması ve infazı kısıtlar biçimde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi, 3- Sanık daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezası ile mahkum edilmediği halde, “daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle” biçimindeki yerinde görülmeyen gerekçeyle, hapis cezalarının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi, 4- Tehdit suçundan hüküm kurulurken denetime imkan verecek şekilde, uygulanan Kanun maddesi olan TCK"nın 106/1. maddesinin hangi cümlesi uyarınca hüküm kurulduğunun kararda gösterilmemesi, 5- Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.