3. Hukuk Dairesi 2018/5142 E. , 2019/3996 K.
"İçtihat Metni"
Dâvacı ... ile davalılar ..., ...,..., ..., ..., ... aralarındaki alacak dâvasına dair.... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08/10/2015 günlü ve 2015/1282 E.- 2015/2143 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen, 09.05.2018 günlü ve 2017/2888 E.-2018/4903 K. sayılı ilâma karşı davalılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 02.04.2000 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığı taşınmaza restorasyon için harcama yaptığını, kiralananın tahliyesi sırasında davacıya ait eşyaların zarar gördüğünü, davalıların oturdukları binanın elektriğini gizlice çektikleri kablolar ile davacıya ödettiklerini ileri sürerek, haksız tahliyeye sırasında taşınmazda bulunan malzemelerin bedeli 28.700 TL, kiralanan iş yerinden gizlice çekilen elektrik enerjisinin bedeli olarak 9.873 TL, kazanç kaybı nedeniyle 4.245 TL ve taşınmaza yapılan faydalı masraflar bedeli olarak 5.768 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verildiğinden tahliyenin haksız olmadığını, davacının tehiri icra kararı getirmediği için mahkeme kararı nedeniyle tahliyeye gidildiğinde davacının talebi üzerine davacıya süre verildiğini, verilen sürede tahliye etmediği için icra müdürlüğünce tahliye edildiğini, tahliye sırasında davacının mallarının zarar gördüğüne ilişkin bir ihtirazı kayıt koyulmadan malzemelerini aldığını, zarar gördüğü iddia edilen malzemelerin konulduğu depoda beklediği süre içinde zarar görmüş olabileceğini, elektrik faturalarının kiraya verenlerin miras bırakanı tarafından ödendiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, 4.245,65 TL kazanç mahrumiyeti, 5.768,50 TL faydalı masraf alacağı, 28,700 TL menkul eşyaları nakil sırasında uğradığı zarar, 9.873,82 TL davalıların davacının kullanımındaki sayaç üzerinden kullandıkları elektrik bedeli olmak üzere toplam 48.587,97 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesi üzerine, hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2017/2888-2018/4903 esas-karar sayılı 09.05.2018 tarihli ilamıyla; kararın onanmasına karar verilmesi üzerine davalılar tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
1- Düzeltilmesi istenilen dava yönünden Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK’nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından davalılar vekilinin sair düzeltme isteğinin REDDİNE,
2- Davalılar vekilinin zarar gören malzemeler bedeline yönelik karar düzeltme isteklerinin incelenmesinde;
Haksız fiilden doğan borçlar; 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41.–60. maddeleri arasında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49.–76. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Zararın tayini” başlıklı 42. maddesinde; “Zararı ispat etmek müddeiye düşer, zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hakim, halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder.”
Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denir. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. (BK m.43/1; TBK"nın 51/1)
Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. (BK m.44; TBK m.52)
Dava konusu taşınmazın ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/992 esas 2010/1271 karar sayılı kararı ile tahliyesine karar verildiği ve davalı tarafından kararın tehiri icra talep edilmeden temyiz edildiği görülmektedir. Davalılar vekilinin talebi üzerine 11.06.2009 tarihinde icra müdürlüğünce tahliye haczi için taşınmaza gidildiğinde davacının talebi ve davalılar vekilinin kabulü ile davacıya tahliye için 15.06.2009 tarihine kadar süre verildiği, taşınmazın tahliye edilmemesi üzerine davalılar vekilinin talebi üzerine 24.06.2009 tarihinde icra müdürlüğünce temin edilen işçilerle taşınmazın tahliye edildiği ve dava konusu taşınır eşyaların davacıya teslim edildiği ve davacının kendisine teslim edilen eşyaların hasarlı olduğuna ilişkin bir şerh koymadan tahliye ve teslim tutanağını imzaladığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın talebi üzerine tahliye tarihinden 2 aydan fazla bir süre sonra 27.08.2009 tarihinde yapılan tespit sonucu alınan ve mahkemece yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporlarında; davacıya ait menkul eşyaların tahliye ile nakil sırasında ve sonrasında uğramış oldukları hasar miktarının 28.700TL olduğu ancak bu hasarların tahliye sırasında mı yoksa tahliyeden sonra depo olarak konulduğu yerde mi meydana geldiğinin net olarak tespit edilemediğinden 818 Sayılı BK"nun 42. Maddesi gereğince Mahkemece takdiri indirim yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkemece, hasar gören eşyaların tahliye sırasında mı yoksa taşınma sırasında veya tespit tarihine kadar durduğu depoda mı hasar gördüğü ve BK 42. Maddesi gereğince bir indirim yapılıp yapılması gerekip gerekmediği tartışılmadan hüküm kurulmuştur. Bu durumda; Mahkemece, davacının taşınır eşyalardan kaynaklı maddi zararının ne zaman gerçekleştiği tam olarak tespiti mümkün değilse de, yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alınarak, tahliye tutanağının, davacı tarafından teslim edilen eşyaların hasarlı olarak teslim edildiğine ilişkin bir şerh konulmadan imzalanması, tespitin tahliyeden 2 ay sonra yapılmış olması durumu ve diğer şartlar birlikte değerlendirilip, BK"nın 42/2. ve 43/1 maddeleri gereğince takdir edilecek uygun bir miktar maddi tazminatın davalılardan tahsiline hükmedilmesi gerekmektedir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekeceği bu seferki incelemeden anlaşılmakla onama ilamının kaldırılarak hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair karar düzeltme isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK"nun 440. maddesi gereğince davalıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.05.2018 günlü ve 2017/2888-2018/4903 esas-karar sayılı onama ilamının kaldırılarak 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 30.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.