3. Ceza Dairesi 2019/3661 E. , 2019/11339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, elde edilen delillerin mahkûmiyete yeterli olmamasına, mahkemenin soruşturma sonunda oluşan inanç ve takdirine, hükmün gerekçesine, aynı dosyada tehdit ve hakaret suçlarından beraat eden sanığın yaralama suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle sanık lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden sanık müdafiinin vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesinde:
Sanık hakkında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda doğrudan verilen 1800 TL adli para cezası her ne kadar temyizi kabil bir karar değilse de, gerekçeli kararda hükümde karışıklığa yol açılarak 3600 TL adli para cezasına hükmedilmesi ve infazın da gerekçeli karar üzerinden yapılacak olması karşısında hükmün temyizinin mümkün olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda teşebbüs hükümleri uygulanarak 1800 TL adli para cezasına, gerekçeli kararda ise tamamlanmış suç üzerinden uygulama yapılarak 3600 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle hükümde çelişki yaratılması,
Kabule göre; kasten yaralama olayının teşebbüs aşamasında kaldığı halde, sanık hakkında TCK"nin 35/1. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.05.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Hükmün esasını oluşturan ve asıl olan, tefhimle geçerlilik kazanan kısa karar olup kısa kararda sanık hakkında, kasten yaralama suçu teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilerek TCK 86/2, 86/3-e, 35. maddeleri ile belirlenen 90 gün adli para cezasının TCK 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 TL den adli para cezasına çevrilerek neticeten 1800 TL adli para cezasına hükmolunmuştur. Bu karara karşı sanık müdafi ve o yer Cumhuriyet savcısı lehe temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince 14.04.2011 ve sonrasında doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL. Dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu belirtilmiştir.
02.11.2015 tarihinde verilen 1800 TL adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükmünde, kısa karar tefhim olunduğu andan itibaren miktar itibariyle kesin niteliktedir. Kısa karardan sonra gerekçeli karar yazılması sırasında yapılan hata ile kesinlik sınırını aşar şekilde hükmün değiştirilmesi cezanın kesinlik sınırında kalmasını etkilemeyecektir. Aksi düşüncenin kabulü halinde, kısa kararda temyiz sınırlar içinde kalan bir hüküm tesis edildikten sonra gerekçeli kararda temyiz edilemez şekilde hükümde değişklik yapılması durumunda hükmün kesin olacağı şeklinde bir sonuca ulaşmak gerekecektir ki böyle bir düşüncenin kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Kesin nitelikte bulunan hükümlere karşı ancak kesinlik sınırını aşarnitelikte yaptırım içermesi veya suç vasfına yönelik aleyhe temyiz başvurusunda bulunulması halinde işin esasına girilerek dosayının temyizen incelenmesi mümkün olacaktır. Bu kapsamda bulunmayan lehe başvurularda kesin nitelikteki para cezalarının temyizen incelenmesi mümkün değildir. Ancak, kesin nitelikteki mahkumiyet hükümlerindeki hukuka aykırılıkların koşullarının bulunması halinde kanun yararına bozularak giderilmesi mümkündür.
Açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken, temyizen inceleyen sayın çoğunluğun düşüncesine katılmamaktayım.