22. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/11978 Karar No: 2014/13502
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/11978 Esas 2014/13502 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2013/11978 E. , 2014/13502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Aydın 2. İş Mahkemesi TARİHİ : 20/03/2013 NUMARASI : 2011/813-2013/32
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 30.05.2009-31.12.2010 tarihleri arasında yapmış olduğu çalışmalarının karşılığı olan ücret alacağının ödenmediğinde bahisle davalı aleyhine 05.04.2011 tarihinde Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3782 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlunun takibe ve yetkiye itiraz ettiğini beyan ederek, davalı borçlunun yapmış olduğu yetkiye ve borca itirazının iptali ile takibin devamını, borçlu aleyhine takip talebinde belirtilen asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden asgari %40 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile yapılan yöneticilik sözleşmesinin tarafların ortak iradesi ile 30.05.2009 tarihinde sona erdirildiğini, davacının sona erdirilen sözleşmeye dayanarak icra takip talebinde bulunduğunu, bu nedenle davacının hiçbir alacağının olmadığından bahisle davacının icra takibi ve iş bu davayı açmakta haksız ve kötüniyetle hareket ettiğinden %40"tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini ve davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine, asıl alacak üzerinden ve % 40"dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı verilmesine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İcra İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi uyarınca alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra, alacaklı davacının ayrıca kötüniyetli olması da gerekir. Başka bir deyişle, davacı alacaklı icra takibi yapmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Dava konusu olayda, davacının kötüniyetli olduğu davalı tarafından ispat edilmediği gibi bu hususta dosyada herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda davacı aleyhine kötüniyet tazminatı şartlarının oluştuğu kabul edilemez. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi olması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ : Temyiz konusu kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “Asıl alacak üzerinden %40 inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ” rakam ve sözcüklerinin tamamen hükümden çıkartılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.