19. Hukuk Dairesi 2016/13026 E. , 2017/4153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ile 01.07.2010 tarihinde akaryakıt bayiliği sözleşmesi imzaladığını, diğer davalının da aynı tarihli kefaletname ile kefil olduğunu, davalı şirketin müvekkilinden en son 19.06.2012 tarihininde akaryakıt aldığını, ayrıca 2011-2012 yılı akaryakıt satış taahhüdü ile sözleşmenin başından itibaren taahhüt edilen madeni yağ satış taahhüdünün tamamını ihlal ettiğini, son olarak da 16.07.2012 tarihinde istasyonun otomasyon sistemine müdahale etmesi sebebiyle sistemin veri üretemediğini, istasyonun üzerinde kurulu olduğu taşınmazın dava dışı ...şirketine ait olduğunu, müvekkilinin bu taşınmaz üzerinde 03.01.2008 tarihinde lehine intifa hakkı elde ettiğini ve bu hakkı da bayilik sözleşmesi uyarınca davalı şirket eliyle kullandığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranışı nedeni ile müvekkilinin sözleşmeyi feshederek davalı şirketten akaryakıt istasyonunu teslim etmelerini istemelerine rağmen davalınını bundan imtina ettiğini, istasyonun ... an faal olmadığını ileri sürerek, davalı şirketin davaya konu akaryakıt istasyonu üzerindeki müdahalesinin men"i ve kal"i ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin şimdilik uğramış olduğu 15.000 TL zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, intifa senedinin hukuka aykırı olduğunu, Rekabet Kurumu tebliğlerine göre haksız rekabet gereği intifa hakkının en fazla 5 yıl süreli olabileceğini, bu durumda konusu kalmayan davanın reddinin gerektiğini, yine aynı tebliğler uyarınca yıllık akaryakıt satım taahhüdünün geçersiz olduğunu, tüm bunların haricinde ise taşınmazın asıl mülkiyet sahibi dava dışı ...şirketi ile müvekkili arasındaki 03.05.2010 tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin borcu olan para edimini 30 ay içinde yerine getirdiği takdirde dava dışı şirketin edimi gereğince davaya konu taşınmazı müvekkiline devretmesi gerekirken dava dışı şirketin sorumluluğundan kaçınarak taşınmazı devretmediğini ve müvekkili ile dava dışı şirket arasında davaya konu istasyonun yer aldığı taşınmazın çıplak mülkiyeti ile ilgili ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/296 Esas nolu dava dosyasında yargılamanın sürdüğünü, bu sebeple davacının iddia ettiği üzere herhangi bir haksız müdahalenin bulunduğunun söylenemeyeceğini, buna rağmen davacının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/121 D. iş nolu dosyasında yaptırdığı tespit ile 17.09.2012 tarihi itibariyle taşınmaz ve istasyonun boşaltılarak davacıya teslimi yönünde haksız ve hukuksuz bir karar aldırdığını ve bu kararda yer alan tedbirin kaldırılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin fesih tarihi ile tedbir tarihi olan 17/09/2012 tarihi arasında satılamayan ürün sebebi ile davacının zararının 9.354,33 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve dava konu taşınmaza yapılan müdahalenin men"ine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde müvekkili şirketin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmaza davalıların vaki tecavüzlerinin önlenmesi ve kal"ini, taşınmazın üzerinde bulunan akaryakıt otogaz satış ve servis istasyonunun gerek haksız olarak işgali dolayısıyla uğranılan zararları ve gerekse de satış ve devir protokolü nedeniyle ödenmeyen kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Dosyada bilirkişi tarafından yapılan zarar hesabı ise 01.07.2010 tarihli taahhütname ile taahhüt edilen akatyakıt alımına uyulmaması sebebiyle uğranılan zararın tespitini içermektedir. Buna göre, dava dilekçesindeki zarar istemi ile bilirkişinin raporunda belirtmiş olduğu zarar arasında bir bağ bulunmamaktadır. Mahkemece, HMK"nın 31. maddesi uyarınca uyuşmazlığın aydınlatılaması için, davacı vekiline haksız işgalden dolayı uğranılan zararın ne olduğu, ayrıca dava dilekçesinde belirtmiş olduğu satış ve devir protokolü nedeniyle ödenmeyen kira bedelinin istenilmiş olmasına göre satış ve devir protokolünün hangi hükmü uyarınca kira bedelinin istenildiği hususlarının açıklattırılmaması doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise;
1 - Sözleşmede kefil olarak yer alan davalı ..."ın kefalet sözleşmesinde sorumlu olacağı miktarın yazılmamış olması sebebiyle sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK"nın 484. maddesi gereğince kefalet sözleşmesi geçersiz olduğu için borçtan sorumlu tutulması mümkün değildir.
2 -Davalı kefil ..."ın davaya konu taşınmaz ile herhangi bir ilgisi bulunmadığından bu davalı yönünden de men"i müdahale ve kal istemi ile ilgili karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3 -Davalılar tek vekille temsil edilmesi ve ret hukuki sebeplerinin de aynı olması sebebiyle davalılar yararına tek bir vekalet ücreti verilmesi gerekirken ret edilen miktar uyarınca davalılara ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.