19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13546 Karar No: 2017/4148 Karar Tarihi: 24.05.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13546 Esas 2017/4148 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2016/13546 E. , 2017/4148 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tük. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 04.08.2011 tarihli ve 15.000 TL bedelli bir adet kredi kullandığını, aracını da krediye teminat olarak gösterdiğini, borcu ödemeye çalışırken kendisinin muvafakati olmadan davalı bankaca müvekkiline yeni krediler açıldığını ve borcun katlandığını, borç sebebiyle müvekkili aleyhine başlatılan icra takibindeki faiz miktarının fahiş olduğunu, ayrıca takipten önce müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin asıl alacaktan mahsup edilmediğini ileri sürerek, yapılan icra takibi sebebiyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile haksız tahsil edilen bedelin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın genel merkezinin ..."da olduğunu, davacı ile yapılan kredi sözleşmelerinde ise yetkili yer mahkemelerinin ... gözüktüğünü, bu durumda seçimlik hakları gereği ... Mahkemeleri"ni tercih ederek davanın yetkili ... Mahkemeleri"nde ve işin ticari olması sebebiyle davanın Ticaret Mahkemesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesi"nde görülmesi sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, davacının imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca 4 ayrı kredi kullandığını ve borcunu ödemediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, çekilen kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu, bu durumda 4077 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde alacağa uygulanacak temerrüt faiz oranının, akdi faiz oranının yüzde 30 fazlasını aşamayacağı, yapılan hesaplamada davacının davalıya 12.136 TL borçlu olmasına rağmen krediye teminat olarak gösterilen aracın icra kanalıyla satımından elde edilen 24.761 TL paranın tamamının davalıya ödendiği anlaşılmakla bu durumda fazla ödenen 12.625,27 TL"nin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu takip rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış bir takip olup paraya çevrilecek rehin, taraflar arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilmiştir. Bu itibarla taraflar arasındaki ihtilaf genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ticari bir sözleşme olduğundan bu sözleşme gereğince çekilen ticari kredi üzerinde kredi müşterisi tarafından nasıl tasarruf edildiğinin ve somut olayda ticari olmayan bir araç alımında kullanılmış olmasının sözleşmenin ticari olan vasfına bir etkisi yoktur. Bu durumda yerel mahkemece davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.