Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4834
Karar No: 2019/6234
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/4834 Esas 2019/6234 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, müvekkilinin ölümünden sonra bakiye konut kredisi borcunu sigorta şirketinden tahsil etmeye çalışmış, ancak hayat sigortasının 5 yıldan sonra yapıldığı bildirilmiştir. Davacı, davalı bankanın poliçenin düzenlenmesinden sorumlu olduğunu ileri sürerek kredi bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı ise bankaların tüketici kredisi kullanan müşterilere hayat sigortası yapma yükümlüğü olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davacının talebini reddetmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise mahkemenin kararı doğru bulduğunu ve davacı vekilinin temyiz itirazlarını reddettiğini belirtmiştir.
Kanun maddeleri: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olup, davacıdan harç alınmayacaktır.
11. Hukuk Dairesi         2018/4834 E.  ,  2019/6234 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12/04/2018 tarih ve 2018/34-2018/127 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin murisi..."nın 27.08.2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında davalı bankadan 10 yıl vadeli konut kredisi kullandığını, kredi nedeniyle hayat sigortasının yapıldığını, müvekkilinin murisin ölüm tarihinden sonra bakiye borcun sigorta şirketinden tahsilini talep ettiğini, ancak kendisine hayat sigortasının 5 yıldan sonra yapılmadığının bildirildiğini, poliçenin düzenlenmesinin bankanın sorumluluğunda olduğunu ileri sürerek murisin ölüm tarihi itibariyle ödenmesi gereken kredi bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, husumet itirazında bulunarak ve bankaların tüketici kredisi kullanan müşteriye Hayat Sigortası yapma yükümlülüğü bulunduğuna dair herhangi bir hükmün yer almadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının murisinin 22.05.2009 tarihinde 120 ay vadeyle 38.500 TL tutarında konut kredisi kullandığı, krediye istinaden 2150591 poliçe numarasıyla Halk Hayat ve Emeklilik A.Ş. tarafından 22.05.2009 başlama 11.05.2014 bitiş tarihli 5 yıl süreli Hayat Sigortası Poliçesi düzenlendiği, muris ve davalı banka arasında yapılan kredi sözleşmesine göre hayat sigortasının süresinin dolumundan itibaren davalı banka tarafından kendiliğinden yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, kredi veren bankaların rizikonun gerçekleşmesi halinde kendi alacaklarını garanti altına almak üzere kredi borçlusunun hayatını sigorta şirketlerine sigorta ettirmekte oldukları, bunun zorunlu bir uygulama olmayıp kredi veren bankanın tasarrufunda olduğu, davacının murisinin hayat sigortası bitiş tarihi olan 11.05.2014 tarihinden sonra ölmesi nedeniyle ölüm tarihi itibariyle murisin hayat sigortasının bulunmadığı, poliçenin yenilenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6502 sayılı Yasa"nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi