Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/13822 Esas 2007/1402 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/13822
Karar No: 2007/1402

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/13822 Esas 2007/1402 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, boşanma davasında kocanın tamamen kusurlu olduğunu ve boşanma kararının doğru olduğunu düşünmekle beraber, 166. maddeye göre boşanma isteyebilmenin tamamen kusursuz olmaya gerek olmadığını belirtir. Ancak, az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa, davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kabul edilse de, bu sonucun tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığı ve davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiş olduğu belirtilerek boşanma talebinin reddedilmesine karar verilmiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi ve 166/2. maddesi detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.
2. Hukuk Dairesi         2006/13822 E.  ,  2007/1402 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ  : Şile A.H.( Aile) Mahkemesi
    TARİHİ  : 15.03.2006
    NUMARASI  : 34- 33

       
    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Toplanan delillerden kocanın bir başka kadınla yaşadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşılmıştır. 
     *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü  tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü  böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada  mademki birlik artık sarsılmış  diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
       #Öyle ise Türk  Medeni  Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa  kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.

       *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2)      
       #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden  beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin  reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklananz nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine  işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere  oybirliğiyle karar verildi.07.02.2007 ( Çarş.)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.