Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2315
Karar No: 2020/7693
Karar Tarihi: 26.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2315 Esas 2020/7693 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2315 E.  ,  2020/7693 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili ve davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.11.2020 Çarşamba günü davacı ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkiline ait zorunlu deprem sigortası bulunan binanın tektonik krip afet ile hasarlandığını açıklayarak fazlaya dair haklarını saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 12/05/2015 tarihli dilekçesi ile talebini 62.080,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Yapılan yargılama sonucu davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekili temyizi üzerine, Dairemizin 8.4.2014 gün ve 2013/19741 E. 2014/5393 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; davalı Başak Sigorta A.Ş yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı DASK yönünden davanın kabulü ile 10.000,00TL tazminatın 10/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı DASK"dan alınmasına, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 gün ve 2015/1 Esas 2016/1 Karar sayılı İçtihadı
    Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararı sonrasında ıslah yapılamayacağından davacının ıslah ettiğini bildirdiği 52.080,00TL"lik kısım için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı DASK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı DASK vekilinin yerinde görülmeyen rizikonun teminat dışı olduğuna dair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-)6305 Sayılı Afet Sigortaları Kanunu"nun Doğal Afet Sigortaları Kurumu başlıklı 3. maddesinin 2. fıkrası hükmü: "Kurum gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır." şeklinde olup mahkemece davalı ... karar ve ilam harcından sorumlu tutulmaması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    3-)Dava, zorunlu deprem sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Türk Medeni Usul Hukukuna yön veren en önemli ilkelerden biri teksif ilkesidir. Teksif ilkesi tarafların bütün iddia ve savunma sebeplerini belli bir usul kesitine kadar mahkemeye sunmalarını öngörmektedir. Bu ilke uyarınca taraflar dava malzemelerini yargılamanın herhangi bir aşamasında değil, ancak kanunca öngörülen süre dâhilinde mahkemeye hasredeceklerdir. Teksif ilkesiyle davaların gereksiz ve kötü niyetli olarak uzamasının önlenmesi ve yargılamanın sürüncemede bırakılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Teksif ilkesi hem tarafları hem de Hâkimleri kanunda belirtilen süreye uymaya zorlayarak yargılanmanın hızlanmasını sağladığından usul ekonomisi ilkesinin gerçekleşmesine de hizmet etmektedir. Teksif ilkesinin yargılamadaki en önemli yansıması iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağıdır. 6100 Sayılı HMK’nın 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci
    cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile aşılabileceği yine HMK’nın 144/2.maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, yasağın başladığı andan itibaren iddia ve savunmaları değiştirme noktasında taraflar için tek enstrüman olacaktır.
    Islah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukukî imkândır. Taraflar ihmal, unutma, yetersiz bilgi ve benzeri sebeplerle eksik ya da hatalı şekilde iddia ve savunmada bulunmuş olabilirler. Yine, yargılama sırasında meydana gelen gelişmeler neticesinde taraflar yargılamanın başında sundukları iddia ve savunmalarında değişiklik yapma ihtiyacı duyabilirler. Teksif ilkesinin sert bir biçimde uygulanması ve belli bir zaman kesitinden sonra taraflara iddia ve savunmada değişiklik yapma imkânının tanınmaması halinde, şekilcilik esası engeller hale gelir ve yargılamanın adaletli bir karar ile sonuçlanmama tehlikesi doğabilir. Bu noktada ıslah, iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağı başladıktan sonra tarafların kendi usul işlemlerini kısmen ya da tamamen değiştirmelerine imkân tanımak suretiyle, Medeni Usul Hukukunun şekilciliğini yumuşatan ve adaletli bir yargılamanın tesis edilmesini sağlayan bir kurum olarak Hukukumuzda ön plana çıkmaktadır. Kanundaki koşullara riayet edilmesi durumunda ıslahın sonuç doğurması için tek taraflı irade beyanı yeterli olacak, mahkemenin veya karşı tarafın rızası aranmayacaktır.
    HMK’da ıslah ile ilgili öngörülen koşullardan biri de zamanla ilgilidir. HMK’nın 177/1.maddesinde tahkikatın sona ermesine kadar ıslaha başvurulabileceği düzenlenmiştir. Islahın zaman bakımından sınırı, bozmadan sonra ıslahın yapılıp yapılamayacağı meselesi ile doğrudan alakalıdır. Bu noktada yargılamanın hangi aşamasına kadar ıslahın mümkün olacağını daha net ortaya koymak için tahkikat kavramının ve tahkikatın ne zaman başlayıp ne zaman sona erdiğinin üzerinde durmak uygun olacaktır.
    Tahkikat, yazılı yargılama usulünde de basit yargılama usulünde de ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlamaktadır. HMK’nın 147.maddesinde ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tarafların tahkikat için duruşmaya davet edileceği düzenlenmiştir. Tarafların duruşmaya çağrılmasıyla tahkikat başlayacaktır. Tahkikat evresi, taraflar arasındaki ihtilaflı vakıaların incelenip hakikatin ortaya çıkarılması için yapılan işlemlerin zaman itibariyle işgal ettiği yargılama aşamasıdır. Mahkeme bu aşamada tarafların talep sonucunu dayandırdıkları, davanın halli bakımından önem taşıyan ve ön inceleme tutanağında çekişmeli olarak belirtilen vakıaların, yine kural olarak tarafların sunduğu deliller çerçevesinde doğruluğunu araştırır. Taraflarca getirilen delillerin değerlendirilmesi ve ispat faaliyeti neticesinde uyuşmazlığın aydınlanmasıyla birlikte, Hâkimin davayı sonlandıracak kararı vermesi mümkün hale gelmektedir. Bu yönüyle tahkikat, davanın en önemli ve uzun aşaması olarak nitelendirilmektedir. Tahkikat aşamasından sonra taraflara yargılamayla ilgili son sözlerinin sorulacağı sözlü yargılama aşamasına geçilecek ve ardından mahkeme nihai kararını verecektir. HMK’nın “Tahkikatın Sona Ermesi” başlığı altındaki 184. ve 185. maddelerinde, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında mahkemenin, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği düzenlenmiştir. Tahkikat aşamasının bitimi bu tefhim ile birlikte gerçekleşecektir.
    Bu bağlamda 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesinde; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında konu incelendiğinde; somut olayda mahkemece verilen davanın reddine dair ilk kararın, mahallinde keşif yapılarak rizikonun depremden ileri gelip gelmediği, zararın Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında
    bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması suretiyle çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Dairemizin 8.04.2014 gün 2013/19741 E 2014/5393 K sayılı ilamı ile bozulduğu; bozma ilamına uyulmak sureti ile mahkemece tahkikata dair işlemler tesis edildiği, bu doğrultuda davacı vekilinin maddi tazminat istemini 12.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile artırdığı ve Mahkemece bozma sonrasında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 gün ve 2015/1 Esas 2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararı sonrasında ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile davacının ıslah ettiğini bildirdiği 52.080,00TL"lik kısım için karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.
    22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesi ile, Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek Yasa değişikliği uyarınca davacı yanın 12.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak riziko tarihi itibari ile gerçek zararının tespitine yönelik alınan bilirkişi raporları da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    4-)Bozma neden ve şekline göre, davalı DASK vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı DASK vekilinin rizikonun teminat dışı olduğuna dair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı DASK vekilinin, (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı DASK vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı ve davalı DASK yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 587 Sayılı
    Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince davalı ... (DASK) harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 26.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi