6. Ceza Dairesi 2015/9007 E. , 2018/5899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Konutta ve eklentilerinde yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet, kamu davasının düşmesine
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... savunmanının 06.02.2014 tarihli dilekçesinde, sanığın hapis cezası ile mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz talebinde bulunduğu, oysaki ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.02.2014 günlü kararında sanığın hapis cezası ile mahkumiyetine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, sadece hürriyeti tahdit suçundan 765 sayılı TCK 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince kamu davasının düşmesine karar verildiği anlaşılmakla, sanık savunmanının temyiz talebinin kurulan hükümler ile bağdaşık olmadığı, bu nedenle usule uygun açılmış bir temyiz davasından bahsedilemeyeceğinden sanık ... savunmanının temyiz talebi inceleme dışı bırakılarak; sanıklar Abdurrahman Yalçın, ..., ..., ... savunmanlarının, sanıklar hakkında yağma suçundan kurulan mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin infazda gözetilmesi olanaklı görülmüş;
Diğer mağdur ... "nun konutuna giren sanıklar ..., ..., ... ve ... in burada bulunan kişileri silah tehditi ile etkisiz hale getirdikten sonra eylem bütünlüğü içerisinde el ve işbirliğiyle hareket eden sanıklardan ...ve ..."in mağdur ... "nu kendi konutuna götürüp suça konu eşyaları almaları eyleminin, 765 sayılı TCY.nın 499/1-2. cümlesindeki suçu oluşturduğu, anılan maddedeki yağma suçu ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY.nın 148 ve 149. maddelerinde tanımlanan yağma suçunun öğelerinin farklı olduğu, eylemin 5237 sayılı TCY.nın 149/1-a-c-d-h maddesine uyan yağma suçunun yanı sıra, aynı Yasanın 109/2,3-a,b maddesine uyan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu da oluşturduğu halde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hüküm kurulmaması;
Değerin azlığının, 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu,Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastının yanı sıra mağdura yansımasıda değerlendirilip yalnızca gereksinimi ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleride açıklanarak uygulanabileceği bir muhakkaktır. Somut olayda; 15.10.2004 günü diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği ile haraket eden sanıklardan ... ve ..."in, mağdur ..."ı konutuna silah zoruyla götürüp diğer mağdur ..."ın kızına ait uçak bileti, pasaport ve bir paket sigarayı aldıkları, ancak eylemlerini burada sonlandırmayıp sanık ..."in 17.10.2004 günü mağdur ..."ı arayarak “bana 2000 Dolar ya da arabanın anahtarını verin ve evi boşaltacağına dair kağıt ver” şeklinde devam ettirdiği dikkate alındığında, sanıklar eylemlerinde, yağmaya konu para ve/veya malı, uçak bileti, pasaport ve bir paket sigara ile sınırlandırmadıkları anlaşıldığından, koşulları bulunmadığı halde, sanıklar lehine TCK" nın 150/2.maddesinin düzenleniş amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından anılan hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
I- Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ..." na yönelik yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ... " na yönelik yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıktan, yargılandığı suç nedeniyle baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretlerinin sanıklardan alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün yargılama giderleri ile ilgili fıkrasından “sanıklar ... ve ... için atanan zorunlu savunman ücretlerinin” çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.