![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2016/4828
Karar No: 2021/3522
Karar Tarihi: 25.10.2021
Danıştay 13. Daire 2016/4828 Esas 2021/3522 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/4828
Karar No:2021/3522
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- (DAVACI) ... Turizm Endüstrisi A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimliği'nce 12/05/2011 tarihinde gerçekleştirilen, "2011 Yılı Çamaşır Yıkama Hizmet Alımı" ihalesi uhdesinde kalan davacı şirketin, mücbir sebep olmaksızın ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle 4735 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına ilişkin 22/11/2011 tarih ve 28120 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan işlemin ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile iptal edildiğinden bahisle yasaklama kararı sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen 260.809,39-TL maddi ve 20.000-TL manevi zararın, zarar tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Maddi tazminat istemi yönünden;
Davacı tarafından, bir yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına dair işlemden dolayı, Uludağ Üniversitesi'nin ... kayıt numaralı ihalesini kazandığı hâlde sözleşme imzalanamadığı ileri sürülerek mahrum kaldığı kâr kaybına karşılık maddi tazminat talep edilmekte ise de; davacının mahrum kaldığını ileri sürdüğü gelirin, ancak anılan ihaleye ilişkin sözleşmenin imzalanmasından sonra ihale konusu işin sözleşmede öngörülen şartlara göre tamamlanması hâlinde elde edilebileceği, bu çerçevede davacının yasaklama dönemine ilişkin kâr kaybından dolayı uğradığını ileri sürdüğü zarar varsayıma dayandığından ve varsayıma dayalı olarak tazminata hükmedilemeyeceğinden, davacı şirketin maddi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Manevi tazminat istemi yönünden;
22/11/2011 tarih ve 28120 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve Mahkemece hukuka aykırı bulunarak iptal edilen ihalelere katılmaktan yasaklama kararının, davacı şirketin ticarî itibarını zedelediği ve güvenirliğini azalttığı açık olmakla birlikte, davacı tarafından istenilen manevi tazminat miktarının manevi tazminatın manevi tatmin amacını aşacak miktarda olduğu, anılan yasaklama işleminin uygulamada kaldığı süre ve yargı kararı ile iptal edilen söz konusu işlemin davacı şirket üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alınarak, işlem nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu manevi zarara karşılık takdiren 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, haksız ve yasaya aykırı şekilde verilen yasaklama kararı nedeniyle davacı şirketin Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü’nce açılan ihaleyi kazanmasına ve sözleşmeye davet edilmesine rağmen sözleşme imzalayamadığı, bu sözleşmeyi imzalayamaması nedeniyle mahrum kaldığı kârın somut bir zarar olduğu, söz konusu zararın konunun uzmanları tarafından hazırlanan görüş ile ortaya konulduğu ve dosyaya sunulduğu, yoksun kalınan kâr miktarının 260.809,39 TL olduğu, ihale teklif aşamasında ve yasaklama işleminden sonra şirket tarafından birtakım harcamalar yapıldığı, şirketin hiçbir ihaleye katılamadığı ve şirket üzerinde kalan ihalelerin başkalarına verildiği, yasaklama işlemi nedeniyle davacının iş yaptığı firmalar nezdinde prestijinin sarsıldığı, ticari itibarının zedelendiği, bankalar nezdinde kredibilitesinin etkilendiği, tecrübeli personellerini kaybettiği ve hatta fabrikalarından birini satmak zorunda kaldığı, kişilik haklarının ağır bir şekilde ihlâl edildiği, manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesi gerektiği; davalı idare tarafından, davacı şirketin ihale dokümanına ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemesi üzerine ihaleden yasaklanmasına karar verildiği, söz konusu yasaklama kararının hukuka uygun olarak tesis edildiği, maddi tazminatın somut olarak ortaya konulmadığı, manevi tazminat ödenmesi için ise gerekli koşulların oluşmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimliği'nce 12/05/2011 tarihinde gerçekleştirilen "2011 Yılı Çamaşır Yıkama Hizmet Alımı" ihalesi uhdesinde kalan davacı şirket ile sözleşme imzalanmış, mücbir sebep olmaksızın ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle davacı şirket hakkında 4735 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına yönelik 22/11/2011 tarih ve 28120 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan işlem tesis edilmiş, söz konusu yasaklama işlemine karşı açılan davada, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar onanarak kesinleşmiştir.
İptal edilen söz konusu yasaklama işlemi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olarak 260.809,39-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminatın, zarar tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu; 36. maddesinde ise, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu; 90. maddesinin son fıkrasında, usûlüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinde, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makûl bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanunu'nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinin (a) bendinde, "Celse, karar ve ilam harçları"; (b) bendinde, "Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri"; (ğ) bendinde, "vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin 1. fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinin 1. fıkrasında ise, yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği kural altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mahkeme kararının, davacının 260.809,39-TL maddi tazminat isteminin reddi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüyle 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, bu miktarın üzerinde kalan kısım yönünden davanın reddine ilişkin kısmında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin paylaştırılması yönünden yapılan incelemede;
2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay'ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği kuşkusuzdur.
İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin hükümlerine göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerinden olup, vekâlet ücretinin tutarı ve hangi tarafa yükletildiğinin kararda gösterilmesi gerekmektedir.
Takdir olunacak vekâlet ücretinin tutarı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınmak suretiyle tespit edilmelidir.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesi ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesi ve zararını giderebilmesinin en etkili yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Mahkemeye erişim hakkı, bireylerin iddia ve savunmalarını yargı mercileri önünde ileri sürebilmelerine imkân sağlayan ve adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak kabul edilen haktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi adil yargılanma hakkının temini için tarafların mahkemeye erişim hakkının sağlanması hususunun önem arz ettiğini, yargı yolunun bulunmaması ve yasal yollarla doğrudan engellenmesi hususlarının hak ihlâli olarak kabul edilmesi gerektiğini, usûl kurallarının katı yorumlanarak dolaylı bir şekilde mahkemeye erişim hakkının kısıtlanmasının da adil yargılanma hakkının ihlâli olduğunu kararlarında belirtmektedir.
Bu noktada, kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka anlatımla mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren ya da dava açılmış olmasının davacının davayı açtığı konumdan daha geriye götürülmesi sonucunu doğuran hâllerde, mahkemeye erişim hakkının özüne dokunulacak şekilde sınırlandığının kabulü gerekmektedir.
Dava sonucundaki başarıya dayalı olarak taraflara vekâlet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesi de bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturur. Buna karşılık bir hukukî uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyanların, reddedilen dava konusu miktar üzerinden hesaplanan vekâlet ücretini karşı tarafa ödemeye mahkûm edilmeleri ihtimali veya olgusu, belirli dava şartları çerçevesinde mahkemeye başvurmalarını engelleme ya da mahkemeye başvurmalarını anlamsız kılma riski taşımaktadır. Bu bağlamda, davanın özel şartları çerçevesinde masrafların mâkûl ve orantılı olması mahkemeye erişim hakkının asgarî sınırını teşkil etmektedir.
Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin, "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesindeki düzenlemede, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise tarifenin üçüncü kısmına göre, yani nispi avukatlık ücretine hükmedileceği, belirlenecek ücretin ikinci kısma göre hükmedilen maktu ücretten az olamayacağı, ancak, hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği kuralı yer almıştır.
Tarife'deki düzenleme, maddî tazminat talebiyle açılan davalarda, kısmen kabul edilen tazminat miktarının reddedilen tazminat tutarı üzerinden önemli kısmının vekâlet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi sonucunu doğurduğundan, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hâle getirmektedir.
Nitekim Anayasa Mahkemesi, 07/11/2013 tarih ve Başvuru No:2012/791 sayılı kararında; hak edilen tazminatın 3/4'ünün vekâlet ücreti adı altında idareye verilmesini, Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlâli olarak değerlendirmiştir.
Bu nedenle, kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddî tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlâl etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusundaki eksik düzenleme nedeniyle Tarifenin ilgili kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından ihmali gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 27/02/2017 tarih ve E:2017/4, K:2017/848 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu durumda, reddedilen maddî tazminat yönünden davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin başvuruyu anlamsız/etkisiz kılma sonucunu doğurduğu açık olduğundan, davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine değil, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirtilen 1.000,00-TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Mahkeme kararının yargılama giderlerinin paylaştırılmasına ilişkin kısmına gelince;
Yargılama nedeniyle alınan harçlar, yapılan tebliğ ve posta giderleri gibi kanunda sayılan sair masraflardan oluşan toplam yargılama gideri tutarı ve hangi tarafa yükletildiği kararda gösterilecektir. Ancak, konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu miktar üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, hükmedilen miktar yönünden haksız çıkmış olan davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, temyize konu mahkeme kararında davacı lehine hükmedilen ...-TL manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan ...-TL nispi karar harcının yargılama giderleri kalemleri arasından çıkarılması sonucunda kalan ...-TL'nin haklılık oranına göre davanın taraflarına, davada hüküm altına alınan miktar yönünden hesaplanan ...-TL nispi karar harcının ise haksız çıkan davalı idareye yükletilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ancak, bahsedilen eksikliklerin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, İdare Mahkemesince verilen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan "aşağıda dökümü yapılan ...-TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre ...-TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan ...-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ve "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat istemi yönünden nispi olarak ...-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibarelerinin, "aşağıda ayrıntısı gösterilen ...-TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre ...-TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" ve "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat istemi yönünden ...-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davalının temyiz istemlerinin reddine,
2. Tazminat isteminin yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın hüküm fıkrasında yer alan "aşağıda dökümü yapılan ...-TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre ...-TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan ...-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin "aşağıda ayrıntısı gösterilen ...-TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre ...-TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde; "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat istemi yönünden nispi olarak ...-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin ise, "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat istemi yönünden ...-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.