22. Hukuk Dairesi 2013/9722 E. , 2014/13360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2011/117-2013/92
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir iş sözleşmesi veya hukuki münasebet bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Fazla çalışma süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesinde, ilke olarak çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saat olarak belirtilmiş, devamında tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak şartı ile farklı şekilde dağıtılabileceği ifade edilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 41. maddesine göre fazla çalışma, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63. madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işyerinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Davacı işçinin günde ortalama altı saatlik bir uyku ihtiyacı bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, dört saatlik bir sürede özel ihtiyaçları için gereklidir. Nitekim, 05.04.2006 tarihli 9-107/144 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararında da aynı görüş benimsenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2009 tarihli, 9-190/223 sayılı ilamı gereğince haftalık kırkbeş saat ölçütü doğrultusunda hesaplamaya gidilmelidir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın altı günü 07:30-17:00 saatleri arası çalışarak haftalık 6 saat fazla mesai yaptığı açıklandıktan sonra, son 3 yıl haftanın 1 günü 1.5 saat mola ile 24 saat boyunca çalıştığı belirtilerek, haftalık 20 saat fazla mesai yaptığı kabulüne göre hesaplama yoluna gidilmiş ise de, yapılan tespit hatalıdır.
Davacı tanıkları günlük çalışma saatleri konusunda 07.30-17.00/17.30, 07.30-16.30, 07.30-18.00 şeklinde farklı açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu farklı anlatımlardan hareketle fazla mesai yapıldığı sonucuna varılamaz. Tanık beyanlarına göre davacının 07.30-17.00 arası çalıştığı kabul edilse bile davacının haftada bir gün 24 saat nöbet tuttuğu ve ertesi gün dinlendiği dikkate alındığında günlük 07.30-17.00 arası çalışmanın haftanın beş günü yapıldığı, buna göre davacının sadece nöbete kaldığı gün fazla çalıştığı kabul edilmelidir.
İşyerinde yirmidört saat çalışılan günlerde de günlük fiili çalışma süresi en fazla ondört saat olabilir. Günlük onbir saati aşan çalışmaların da her halükarda fazla çalışma kabul edildiği anlaşılmakla, davacının yirmidört saat çalıştığı günler için günde üç saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmaktadır. Bilirkişiden bu esasa göre yeniden rapor alınması gereklidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.