11. Hukuk Dairesi 2018/4861 E. , 2019/6230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/03/2017 tarih ve 2016/157 E- 2017/133 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/06/2018 tarih ve 2018/71 E- 2018/700 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekilinin “ENFESTO” ibareli 30.sınıtaki bir kısım ürünü içeren markanın sahibi olup 2015/22647 sayılı "ENFESTO SANDVİC TAPTAZE LEZZETLER+Şekil" ibareli 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, anılan başvuruya davalı şirketin “ENFESSO” ibareli, 29, 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren markasına dayalı olarak itiraz ettiği, itirazın Markalar Dairesi tarafından, 2011/39748 sayılı marka mesnet alınarak karıştırılmaya neden olacağı gerekçesiyle kısmen kabul edildiğini ve başvurunun 30.sınıf ürünler ile 35/1-5. sınıf hizmetler ve ayrıca 30. sınıf ürünler için 35/6. sınıf hizmetler bakımından reddedildiğini, anılan karara müvekkilince yapılan itirazın YİDK kararıyla reddedildiğini, başvuru konusu işaret ile davalının itiraza mesnet markasının karıştırılmaya neden olacak derecede benzer olmadığını, markaların ENFES ibaresinden oluşturulduğunu, bu ibarenin ise gıda sektöründe ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, müvekkilinin başvuru konusu ibare üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2016/M-1409 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; markalardaki ibarelerin benzer olduğunu, reddedilen sınıflar yönünden karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili: anlamsal, görsel ve işitsel olarak başvuru markası ile redde mesnet markanın bıraktığı genel izlenimin aynı olduğunu, asıl ve ayırt edici unsurlarının çok yakın olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; redde mesnet alınan markanın "ENFESSO" esas ibareli olduğu, 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetler bakımından somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının olduğu, davacının başvurusunda da "ENFESTO" ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olduğu, redde mesnet marka ile başvuru markasının benzer olduğu, başvuru markasında "ENFESTO" ibaresinin markasal ve ayırt edicilik taşıyacak biçimde yer aldığı, ibarenin bir tanımlayıcılık veya açıklayıcılık taşımadığından kullanımının 556 sayılı KHK"nın 12.maddesi kapsamında olmadığı, başvuru kapsamında yer alan ve reddedilen 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetlerin davacı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerle aynı türden olduğu, davacının önceki tarihli markası kapsamında bulunan ve başvuruda da yer alan ürünleri içeren 35/6. sınıf hizmetlerin de reddedilmesinin gerekli olduğu, redde mesnet markanın 30. sınıftaki tüm ürünlerin tescilli bulunduğu, bu ürünlerin bir mağazacılık faaliyeti içerisinde ticaret mevkiine sunulmasının zorunlu olduğu, ticaret markasının sonraki tarihli aynı tür ürünleri içeren mağazacılık hizmetini içeren başvuruya engel olabileceği, dolayısıyla redde mesnet markanın 35/6. sınıf hizmet bakımından genel nitelekte olmasının sonuca olumsuz bir tesirinin bulunmadığı, davacının önceki markasının ticaret markası olduğu ve mağazacılık hizmeti bakımından davacıya kazanılmış hak sağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.