15. Hukuk Dairesi 2018/3393 E. , 2018/4909 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeni ile makinelerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı taktirde bedelden indirim yapılması ve eksik bırakılan jeneratör bedelinin sözleşme bedelinden indirilmesi, ayrıca cezai şartın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece dairemize ait 2. bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar, davalı yüklenici vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1086 sayılı HUMK "nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir
durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece dairemize ait bozma ilamlarına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemez. Dairemizin hükmüne uyulan ilk bozma ilamında; diğer temyiz itirazlarının reddi kapsamında kalan jenaratör bedeli ile cezai şart alacağının reddi kararı kesinleşmiş ve 2. bozma ilamında ise; davacıdan dava dilekçesindeki talep miktarlarının HMK 31. madde hükmü gereği açıklattırması, bilirkişi imzası ikmal edilemiyorsa yeniden oluşturulacak uzman bilirkişi heyetine bozma ilamı doğrultusunda makinelerdeki ayıp nedeni ile indirim gereken bedeli nispi metot yöntemi ile hesaplattırılması ve HMK"nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi uyarınca taleple bağlı kalınarak hüküm kurması gerektiği belirtilmiş ise de;
Mahkemece ilk bozma ilamından sonra reddi kesinleşen buhar kazanı bedeli ile cezai şart alacağına dair kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Ayrıca; davacı dava dilekçesinde; makinelerin ayıpsız misliyle değiştirilmesini, misli mümkün değilse teslim edilen makinelerin bedelinin belirlenerek teslim ve taahhüt edilmesi gereken makinelerin sözleşmedeki bedelinden ellerindeki makinelerin bedeli oranında indirilmesini, hiç teslim edilmeyen buhar jeneratörünün sözleşme satış bedelinden indirilmesini ve sözleşme ile belirlenen taahhütlere aykırılık nedeniyle davalının 30.000 Amerikan Doları ceza tazminat ödenmesini talep etmiş, harca esas değer olarak da 40.000,00 TL bedel göstermiştir. Davacı dava dilekçesinde bu 40.000,00 TL"lik bedel içerisinde talep ettiği kalemler için ne kadar bedel istediğini açıklamamıştır. Bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 30.12.2016 tarihli açıklama dilekçesinde, 40.000.00 TL"nin ne kadarının taahhüt edilmesi gereken makinelerin sözleşmedeki bedelinden ellerindeki makinelerin bedeli oranında indirilme bedeli, hiç teslim edilmeyen buhar jeneratörünün sözleşme satış bedelinden indirilmesi bedeli ve sözleşme ile belirlenen taahhütlere aykırılık nedeniyle davalının 30.000 Amerikan Doları ceza tazminat bedeli olduğunun açıklanmadığı, sadece ıslah ile arttıılan miktarların belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda talep açıklattırılmasına yönelik bozma ilamı gereği yerine getirilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bunun ile birlikte; 06.05.2016 tarih, 2015/1 Esas, 2015/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"na göre halen yürürlükte olan, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih, 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nın değiştirilmesine gerek bulunmadığına karar verildiğinden, bozmadan sonra ıslah yapılamayacaktır. Bu durumda dava açılırken harca esas değer 40.000,00 TL olmasına ve kararda da bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından bahsedilmesine rağmen 81.875,00 TL indirim bedeli, 24.000,00 TL jeneratör bedeli ve 39.300,00 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 145.175,00 TL"ye hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
Yine, bedel indiriminde konusunda gerek Dairemizin gerekse Yargıtay"ın uygulamaları (emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 2016/1869 esas, 2017/1691 karar ve 2010/1703 Esas, 2010/2891 Karar sayılı ilamları) nispi metod uygulanması yönündedir. Nispi metod, sözleşmedeki karşılıklı edimler arasındaki dengeyi ve işin taraflara sağladığı kârlılık derecesini koruması bakımından, hakkaniyete uygun görünmektedir (Turgut Uygur,
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen yukarıda açıklanan şekilde hesaplama yapmayan rapora göre hüküm kurulması nedeni ile usuli müktesep hak ihlal edilmiştir.
Kaldı ki; Dairemizin eser sözleşmesi ile ilgili yerleşik içtihat ve uygulamalarında iş bedelinin tamamının ödenmesi halinde eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi bedelinin istenebileceği ya da bu bedelden ödenmeyen iş bedelinin mahsup edilmesi gerektiği kabul edilmesine ve alınan son raporda iş bedelinin tamamen ödenmediğinin anlaşılmasına göre ayıp bedelinin tamamına hükmedilmesi de doğru olmamıştır (Emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 2013/6909 Esas, 2014/1118 Karar sayılı ilamı).
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davacıya HMK 31. madde hükmü gereğince talep miktarlarını 40.000,00 TL üzerinden kalem kalem açıklatmak ve 6100 sayılı HMK"nın 281/3 maddesi gereğince maddi gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan şekilde makinelerdeki ayıp nedeni ile indirim gereken bedeli, nispi metot yöntemi ile hesaplattırmak, iş bedelinin tamamı ödenmediği de dikkate alınarak ödenmeyen kısmı ayıp bedelinden mahsup etmek, hükmedilecek bir miktar kalır ise bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı da dikkate alınarak HMK"nın 26. maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi gereği hüküm kurmaktan ibarettir.
Açıklanan nedenlerle; bozma ilamlarına uyulmasına rağmen usuli müktesep hakka aykırı olarak talep açıklattırılmadan, nispi metot yöntemine göre hesaplama yapmayan rapor hükme alınarak, reddi kesinleşen kalemler hakkında hüküm kurularak, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hükmü ve iş bedelinin tamamen ödenmediği de dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi nedeni ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.