14. Ceza Dairesi 2015/8468 E. , 2019/12482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişisel verilerin kaydedilmesi
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet, diğer atılı suçtan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi.
Suça sürüklenen çocuk hakkında kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan dolayı 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve anılan hükme yönelik temyiz istemi CMK"nın 264. maddesine göre itiraz kabul edilip, bu hususta gerekli kararın mahallinde merciince verilmesi gerektiği anlaşıldığından, incelemenin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suça sürüklenen çocuğun, kendisi ile yakın yaşta bulunan mağdurenin ağzına rızaen cinsel organını sokması şeklindeki eylemiyle ilgili yapılan yargılama sırasında İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevk edilerek muayenesi yapılan mağdure hakkında düzenlenen 10.10.2012 günlü raporda maruz kaldığı olaydan dolayı travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulup ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmesi karşısında, anılan rapor esas alınarak suça sürüklenen çocuğun cezası TCK"nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, cebir veya tehdit olmaksızın gerçekleştirilen eylem nedeniyle suça sürüklenen çocuğun kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK"nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden suça sürüklenen çocuğun sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda suça sürüklenen çocuğun dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri ile olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın suça sürüklenen çocuk tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın ancak TCK"nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşmada dikkate alınabileceği gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.