Esas No: 2021/4009
Karar No: 2021/5020
Karar Tarihi: 25.10.2021
Danıştay 10. Daire 2021/4009 Esas 2021/5020 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4009
Karar No : 2021/5020
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ... ve ...adına
Vesayeten ...
...
5- ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müş. Yrd. V. ...
İSTEMİN_KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Davacılar tarafından, yakınları ...'ın eşi ... tarafından uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybettiği, evlendiği tarihten itibaren sürekli olarak gördüğü fiziksel şiddet nedeniyle müşterek evlerinden kaçarak, davacı anne ve babasının yanına yerleştiği, ancak eşi tarafından devamlı olarak şiddete maruz kalması nedeniyle 06/09/2019 tarihinde .... Aile Mahkemesinin ... D.İş numarası ile 1 aylık koruma kararı aldığı, bu koruma kararına rağmen, koruma kararı süresi içerisinde, eşi ... tarafından 26/09/2019 tarihinde öldürüldüğü, davalı idarenin, maktul ...'ın şikayeti üzerine maktulün hayati riskinin olduğundan haberdar olduğu halde maktulün sadece şikâyetini aldığı, koruma kararı verdiği, ancak fiziki koruma sağlamadığı, bu nedenle olayda hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek maktulün annesi, babası ve çocukları için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi; kardeşleri için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 6.000,00 TL maddi, 700.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; AİHM kararında belirlenen ilkeler, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri, davalı idare savunmaları, davacıların iddiaları göz önüne alınarak tüm dosya kapsamında idarece somut olayda tedbir alınıp alınmadığı, alınmış ise hangi tedbirlerin alındığı ve ne şekilde uygulandığı hususu incelendiğinde; maktulün 6284 sayılı Kanun'a göre koruma kararı talebi üzerine .... Aile Mahkemesince gecikilmeksizin 06/09/2019 tarihinde 6284 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) ve (f) bentlerini içerir "önleyici tedbir kararı" verildiği, söz konusu kararın ilgili mevzuat gereği Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 09/09/2019 tarihinde uygulanmak üzere kolluğa gönderildiği, kolluk tarafından maktule aynı tarihte, eşine 12/09/2019 tarihinde tebliğ edilerek bilgi verildiği, ilgili Yönetmelik gereği tedbirin uygulanmasının izlenmesi amacıyla kolluk tarafından 17/09/2019 tarihinde maktulün kaldığı eve gelinerek kontrol yapıldığı, maktulün işte olduğunun tespit edilerek bir hafta sonra tekrar gelineceğinin tutanağa bağlandığı, maktul ve/veya ailesi tarafından 2016 yılında yaşanan olaydan sonra, tedbir kararı talebi dışında, ... hakkında herhangi bir başvuru, ihbar veya şikayette bulunulmadığı, bu çerçevede, olayın gelişimi ve dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenip değerlendirilmesinden, somut olayda davalı idare tarafından öngörülen tedbirin yetersizliğinden yahut gereği gibi uygulanmadığından dolayısıyla idarenin pozitif yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahsetmeye olanak bulunmadığı, maktulün öldürülmesi olayının tamamen üçüncü kişi olan ...'ın ağır kusurundan kaynaklandığı, olayda davalı idareye atfedilebilecek hizmet kusuru bulunmadığı gibi kusursuz sorumluluk halinin de bulunmadığı ve davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu, bu nedenle gerekçeli karar haklarının gasp edildiği, verilen koruma kararının kağıt üzerinde kaldığı, kendine doğru koşan bıçaklı bir adamdan kaçarken polisin aranması gerektiği belirtilerek sorumluluğun maktulde olduğunu iddia etmenin hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığı, davalı idarenin, Kanun gereği üstlendiği sorumluluğunu yerine getirmediği, olay gerçekleşmeden önce maktul ...'ın eşinden şiddet görmesi nedeniyle kolluğa birden fazla başvurusu bulunduğu, Devletin, vatandaşlarının yaşamını koruma yükümlülüğünün bulunduğu, olayın kolluğun gözetiminde bulunması gereken maktulun yaşadığı konutta gerçekleştiği, yaşama hakkının ihlaline yönelik birçok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve emsal yargı kararlarının bulunduğu, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin .... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle ödenmemiş olan temyiz aşamasına ait yargılama giderlerinin davacılardan tahsili için Mahkemesince ilgili vergi dairesi müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Dava, davacılar tarafından, yakınları ...'ın eşi ... tarafından uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybettiği, evlendiği tarihten itibaren sürekli olarak fiziksel şiddet gördüğü, gördüğü şiddet nedeniyle müşterek evlerinden kaçarak, davacı anne ve babasının yanına yerleştiği, ancak eşi tarafından sürekli olarak şiddete maruz kalması nedeniyle 06/09/2019 tarihinde .... Aile Mahkemesinin ... D.İş numarası ile 1 aylık koruma kararı aldığı, bu koruma kararına rağmen, koruma kararı süresi içerisinde, eşi ... tarafından 26/09/2019 tarihinde öldürüldüğü, davalı idarenin, maktul ...'ın şikayeti üzerine maktulün hayati riskinin olduğundan haberdar olduğu, bu durum üzerine maktulün sadece şikâyetini aldığı, koruma kararı verdiği, ancak fiziki koruma sağlamadığı, bu nedenle olayda hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek maktulün annesi, babası ve çocukları için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi; maktulün kardeşleri için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 6.000,00 TL maddi, 700.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un; Amaç, kapsam ve temel ilkeler başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir" hükmü, Koruyucu ve Önleyici Tedbirlere İlişkin Hükümler başlığı altında 3. maddesinde Mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları; "(1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir: a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması, b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması. c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması, d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması,(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar." hükmü, 4. maddesinde, Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları, "Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: a) İşyerinin değiştirilmesi, b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi, c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması, ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi" hükmü, 5. maddesinde, Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları, "Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması, e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi, f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi, g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi, ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi, h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması,(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar. (3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir."hükmü, 8. maddede,Tedbir kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik, (1) Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir. (2) Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir, (3) Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez,(4) Tedbir kararı, korunan kişiye ve şiddet uygulayana tefhim veya tebliğ edilir. Tedbir talebinin reddine ilişkin karar ise sadece korunan kişiye tebliğ edilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde ilgili kolluk birimi tarafından verilen tedbir kararı şiddet uygulayana bir tutanakla derhâl tebliğ edilir,(5) Tedbir kararının tefhim ve tebliğ işlemlerinde, tedbir kararına aykırılık hâlinde şiddet uygulayan hakkında zorlama hapsinin uygulanacağı ihtarı yapılır, (6) Gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri, tüm resmi kayıtlarda gizli tutulur. Yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilir. Bu bilgileri hukuka aykırı olarak başkasına veren, ifşa eden veya açıklayan kişi hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır, (7) Talep hâlinde ilgililere kişisel eşya ve belgelerinin kolluk marifetiyle teslimi sağlanır."hükmü, 10. maddede tedbir kararlarının bildirimi ve uygulanması, (1) Bu Kanun hükümlerine göre alınan tedbir kararları, Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlükleri ile verilen kararın niteliğine göre Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluğa en seri vasıtalarla bildirilir. (...) (3) Korunan kişinin geçici koruma altına alınmasına ilişkin koruyucu tedbir kararı ile şiddet uygulayan hakkında verilen önleyici tedbir kararlarının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu veya önleyici tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yer kolluk birimi görevli ve yetkilidir. (..) (5) Tedbir kararının ilgililere tefhim veya tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez. (6) Hakkında barınma yeri sağlanmasına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında bulunan yerlere yerleştirilir. Barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâllerde korunan kişiler; mülkî amirin, acele hâllerde kolluğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde geçici olarak barındırılabilir(...) hükmü, 13. maddesinde, tedbir kararlarına aykırılık, (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.(...) hükmü , 14. maddesinde ise, şiddet önleme ve izleme merkezlerinin kurulması ile destek hizmetleri düzenlenmiştir.
18/01/2013 tarih ve 28532 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği'nin; Tanımlar başlıklı 3. maddesinde; Korunan kişi: Tedbir kararı kapsamında korunan şiddet mağdurunu ve varsa beraberindeki çocukları, aile bireylerini ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurunu, Koruyucu tedbir kararı: Kanun kapsamında belirtilen merciler tarafından korunan kişi hakkında olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek tedbirlere ilişkin kararı, Önleyici tedbir kararı: Kanunda belirtilen merciler tarafından şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında, olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek tedbirlere ilişkin kararı, Tedbir kararı: Kanun kapsamında, şiddet mağduru ve şiddet uygulayan hakkında hâkim, mülkî amir veya kolluk tarafından, talep veya ihbar üzerine ya da resen verilecek kararı, Konukevi: Fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik veya sözlü istismara veya şiddete uğrayanların, şiddetten korunması, psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi, güçlendirilmesi ve bu dönemde şiddet mağdurlarının varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarının da karşılanmak suretiyle geçici süreyle kalabilecekleri ve konukevi, sığınmaevi, kadın sığınağı, kadınevi, şefkatevi ve benzeri adlarla açılan yatılı sosyal hizmet kuruluşunu (...) ifade ettiği hususu, 4. maddesinde, ihbar ve şikayet konusu düzenlenmiş, 5. maddesinde, (1) Kolluk, kendisine yapılan ihbar veya şikâyet üzerine genel hükümler doğrultusunda gerekli işlemleri yapar. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Kanun kapsamında almış olduğu koruyucu ve önleyici tedbirleri onaylanmak üzere tedbirin niteliğine göre mülki amire veya hâkime sunar. Kolluk, kendisine intikal eden her olay hakkında gecikmeksizin en seri vasıtalarla ŞÖNİM’e bilgi verir. (2) Cumhuriyet başsavcılığı, yapılan ihbar ve şikâyet üzerine evrakın bir örneğini ivedilikle olayın niteliğine göre uygulanabilecek olan koruyucu veya önleyici tedbir hakkında karar verilmek üzere hâkime veya mülki amire gönderir. (3) Mülki amire yapılan ihbar veya şikâyet üzerine Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere karar verilebilir. Ayrıca mülki amir olayın niteliğine göre şikâyet veya ihbarı, kolluğa veya Cumhuriyet başsavcılığına bildirir. (4) Hâkim veya mülki amir tarafından verilen kararlar ivedilikle ŞÖNİM’e bildirilir hükmüne, Geçici koruma altına alınma başlıklı 10. maddesinde, (1)Mülkî amir veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amiri tarafından, olayın niteliği, şikâyet ve ihbar göz önünde bulundurularak şiddet mağdurunun hayati tehlikesinin bulunması halinde ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alma tedbiri verilir. (2) Geçici koruma altına alınma tedbir kararının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri, bulunduğu veya tedbirin uygulanacağı yerdeki kolluk görevli ve yetkilidir. Korunan kişi acil durumlarda hemen, diğer hallerde ise yirmidört saat öncesinden gideceği yere ilişkin olarak görevli ve yetkili kolluğa bilgi verir. Kolluk tarafından korunan kişinin gideceği yerdeki kolluk gecikmeksizin haberdar edilir ve tedbir kararı uygulanmaya devam olunur. (3) Korunan kişinin ne şekilde koruma altına alınacağı, şiddet mağduruna yönelik muhtemel tehdit ve risk göz önüne alınarak şiddet mağduru ve şiddet uygulayanın durumunun değerlendirilmesi suretiyle 11/11/2008 tarihli ve 27051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelerce Alınacak Tanık Koruma Tedbirlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelikte yer alan fiziki koruma tedbirleri hâkim veya mülki amir tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk tarafından belirlenir. (4) Korunan kişiye, geçici koruma kararının kapsam ve içeriği, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinin varlığı halinde arayabileceği telefon numaraları, kolluğun sorumlulukları, hangi durumlarda kolluğa bilgi vermesi gerektiği, hangi kolluk biriminin geçici koruma hizmetinden sorumlu olduğu ve benzeri hususlar, kolluk tarafından açıklanarak tutanağa geçirilir ve tebliğ edilir hükmüne, 30. maddesinde, tedbir kararının hakim, mülki amir ya da kolluktan talep edilebileceği, en çok altı ay için verileceği hükmüne, 31. maddesinde tedbir kararının tebliği, tedbir kararı, kararı veren merci tarafından korunan kişiye ve şiddet uygulayana tefhim veya tebliğ edilir. Bu karar, yerine getirilmek üzere görevli olan kurum veya kuruluşa gönderilir hükmüne, 35. maddesinde, tedbir kararının ilgili makamlara iletilmesi ve yerine getirilmesi, (1) Tedbir kararları, kararın niteliğine göre Cumhuriyet başsavcılığına, kolluğa veya müdürlüğe gecikmeksizin en seri vasıtalarla bildirilir, (2) Kanun kapsamında ilgili mercilere yapılan başvurular ile bu başvuruların kabul ya da reddine ilişkin kararlar, başvuru yapılan merci tarafından ŞÖNİM’e gecikmeksizin bildirilir. (3) Tedbir kararları, kararın niteliğine göre kamu kurum ve kuruluşları tarafından ŞÖNİM ile işbirliği içerisinde ivedilikle yerine getirilir. Koruyucu veya önleyici tedbir kararlarının alınması ve yerine getirilmesi aşamasında şiddet mağduru ile şiddet uygulayan arasında uzlaşma ya da arabuluculuk önerilemez,(4) Korunan kişinin geçici koruma altına alınmasına, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde barınma yeri sağlanmasına ilişkin koruyucu tedbir kararları ile şiddet uygulayan hakkında verilen önleyici tedbir kararlarının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu veya önleyici tedbir kararı verilen kişinin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yerdeki kolluk görevli ve yetkilidir, (5) Önleyici tedbir kararı, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından görevli ve yetkili kolluğa ivedilikle gönderilir ve kolluk marifeti ile uygulanması izlenir. Cumhuriyet başsavcılığınca gerektiğinde tedbir kararının başvuruda bulunanlar tarafından kolluğa götürülmesine imkân tanınır. Önleyici tedbir kararlarının yerine getirilip getirilmediği karar süresince kolluk tarafından kontrol edilir. Bu kontrol korunan kişinin; a) Bulunduğu konutun haftada en az bir kez ziyaret edilmesi, b) İkinci derece dâhil olmak üzere yakınları ile iletişim kurulması, c) Komşularının bilgisine başvurulması, ç) Oturulan yerin muhtarından bilgi alınması, d) Bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılması şeklinde yerine getirilir. Tedbir kararlarına aykırılığın tespit edilmesi halinde bu husus hakkında tutanak tutulur ve Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir, (6) Tedbir kararlarının alınması ve uygulanması için yapılan iş ve işlemlerin aşamaları ve sonucu hakkında ilgili kurum tarafından aynı gün en geç saat 16.00’ya kadar en seri vasıtalarla ŞÖNİM’e bildirilir, (7) Korunan kişi, korunduğu yer dışında başka bir yere gitmesi gerektiğinde gideceği yer hakkında kolluğa bilgi verir, bu durumda dahi hakkında verilen kararın uygulanmasına devam edilir. Korunan kişi tarafından tedbir kararına uyulmaması halinde bu husus kolluk amiri tarafından bir tutanak ile tespit edilir, (8) Tedbir kararının ilgililere tefhim veya tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez, hükmüne yer verilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelerce Alınacak Tanık Koruma Tedbirlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik'in Fiziki Koruma başlıklı 14. maddesinde ; Fizikî koruma tedbiri, hakkında bu tedbirin uygulanmasına karar verilen tanığın, gerektiğinde her türlü teknik cihaz ve donanımlarla, yirmidört saat esasına göre kesintisiz olarak her türlü tehlikeden korunması amacıyla ilgili kolluk veya koruma birimi tarafından yerine getirilen tedbirdir. Bu koruma tedbiri, aşağıda belirtilen usullerden biri veya birkaçı aynı anda uygulanmak suretiyle yerine getirilir: a) Yakın koruma, b) Konutta koruma, c) İşyerinde koruma, ç) Motorize veya yaya devriye ile koruma, d) Çağrı üzerine koruma." hükmü düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; olay tarihinde 32 yaşında olan maktul ... ile 43 yaşındaki ...'ın 14/10/2004 tarihinde evlendiği, 20/01/2006 doğumlu ... ve 20/08/2008 doğumlu ... isimli iki çocukları olduğu, maktulün öldürülmeden yaklaşık 3-4 ay önce eşinden gördüğü iddia edilen fiziksel şiddet nedeniyle müşterek evlerinden ayrılarak davacı anne ve babasının yanına yerleştiği, maktulün 05/06/2019 tarihinde 6284 sayılı Kanun'a göre koruma kararı talebiyle .... Aile Mahkemesine başvurması üzerine anılan Mahkemece 06/09/2019 tarihli ve E.... D.İş, K.... sayılı 6284 Sayılı Kanun'a göre koruma kararı ile "Mağdur ... 06/05/2019 havale tarihli dilekçesinde; davalı ile 2004 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocukları olduğunu, eşinin cinsel anlamda saplantılı olup kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, eşinin kendisini evlilikleri boyunca cinsel bir obje olarak gördüğünü ve kendisine yalnızca bu dürtü ile yaklaştığını, bu zamana kadar ailesinin ve toplumun baskısı ile evlilik birliğinin devam ettirdiğini ancak yaşadıklarının artık psikolojik olarak kaldıramayacağı boyuta ulaştığını, eşine boşanmak istediğini söylediğinde boğazına bıçak dayadığını ve kendisini ölümle tehdit ettiğini, bu durumun birkaç kez tekrarlandığını belirterek şahsının ve müşterek çocuklar ile halen oturmakta oldukları konutun ve müşterek konutun ve eşyalarının karşı taraftan kaynaklanacak olası tehlikelere karşı korunmasını teminen gerekli önleyici tedbirlerin alınmasına ve uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Tüm dosya kapsamı ve mağdurun beyanı birlikte değerlendirildiğinde; olayın oluş şekli, niteliği, mağdurun beyanları bulunduğu görülmekle şiddet uygulayan ... hakkında 6284 Sayılı Kanunun 5/1-a, e, d ve f maddeleri uyarınca 1 ay süre ile önleyici tedbir kararının uygulanmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur." gerekçesi ile; "1-Şiddet uygulayan ...'a 6284 sayılı yasanın 5. maddesinin 1-a bendi gereğince tedbiren mağdura yönelik şiddet tehditi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, 1-c bendi gereğince korunan kişilere bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş yerine yaklaşmamasına, 1-d bendi gereğince korunan kişinin,şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmamasına, 1-f bendi gereğince korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesine, 2-Tedbir kararının 1 ay boyunca uygulanmasına, ilgililere kolluk tarafından tebliğine, 3-Tedbire aykırılık halinde aleyhine tedbir kararı verilen hakkında fiili bir suç oluştursa bile ayrıca 6284 sayılı kanunun 13. maddesinde belirtilen zorlama hapsinin de uygulanacağının şiddet uygulayana ihtarına ve kararın tebliği ile ihtarın yapılmış sayılmasına, 4-Kararın bir örneğinin 6284 sayılı kanunun 10/1 maddesi gereğince ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 5-Kararın bir suretinin 6284 sayılı kanunun 10/2 maddesi gereğince Antalya Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlüğü'ne derhal gönderilmesine" karar verildiği, söz konusu koruma kararının ... Cumhuriyet Başsavcılığı Yerel İlamat Masasınca 09/09/2019 tarihli ve Ailenin Korunması No:... Tedbir Konulu "İnfaz İşi-İvedi" kayıtlı yazı ile "6284 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca .... Aile Mahkemesi’nin ... hakkındaki kararı ilişikle gönderilmiştir. 1-Kararın Davalı ...'a tebliğ edilmesi ile hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususunun şiddet uygulayana ihtar edilmesi, 2-Kararın derhal infazına başlanarak, tedbir isteyenle görüşülerek kişinin karara aykırı davranıp davranmadığının sorulması, davrandığının tespiti halinde 6284 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca işlem yapılması, (6284 Sayılı Kararın uygulama Yönetmeliğindeki özellikle 35/5 maddesi hükümlerince hepsinin "Bulunduğu konutun haftada en az bir kez ziyaret edilmesi, ikinci derece dâhil atmak üzere yakınları ile iletişim kurulması, komşularının bilgisine başvurulması, oturulan yerin muhtarından bilgi alınması, bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılması, tedbir kararına aykırılığın tespit edilmesi halinde bu husus hakkında tutanak tutulması ve Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi) 3-Tekrarlanan aile içi şiddet olaylarında soruşturmayı yürüten ve şüpheli hakkında karar veren Cumhuriyet Savcısının bilgilendirilmesi, 4-Tedbir kararına ilişkin ilamla birlikte gönderilen aile içi şiddet mağdurları takip formunun bu tedbiri takiple görevli kolluk görevlisi tarafından doldurulması; imzalanması, 5-İlamın tebliğ edildiği tarihte tebliğ tebellüğ belgesi ile infazına başlanıldığının bildirilmesi ve süresi bitiminde sona erdiğini belirten tutanakla birlikte infazen Cumhuriyet Başsavcılığımıza iadesi," hususlarının Alanya İlçe (Merkez ve Mahmutlar) Jandarma Komutanlığına bildirildiği, söz konusu koruma kararının Merkez Jandarma Karakol Komutanlığınca 09/09/2019 tarihinde maktule, 12/09/2020 tarihinde ise ...'a tebliğ edilerek imzalarını içerir tutanak düzenlendiği, 17/09/2019 tarihinde jandarma personeli tarafından söz konusu koruma kararının uygulanması kapsamında maktulün evine gidildiği, evde bulunmaması üzerine "... Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2019 gün ve ... tedbir kararı yazısı gereği ...'a ait ... Mahallesi ... Caddesi ... Alanya adresine 17/09/2019 günü tedbir isteyenle görüşmek üzere gidilmiş olup fakat bahse konu adreste kimseye ulaşılamadığı, ...'ın çalıştığı, bu sebepten dolayı ise haftalık kontrol tutanağının bir sonraki haftaya tanzim edileceğine dair iş bu tutanak tanzimle müştereken imza altına alındı." içerikli tutanak düzenlendiği, maktul tarafından 17/09/2019 tarihinde .... Aile Mahkemesinde E....sayılı dosya ile "evlilik birliğinin temelden sarsılması" sebebi ile tedbir talepli boşanma davası açıldığı, 26/09/2019 tarihinde saat 11:00 sıralarında ...'ın motosikleti ile maktulün kaldığı babasının ... mahallesindeki müstakil evine gittiği, motosikletini uzak bir alana park ederek yaya olarak maktulün yanına geldiği, evde yalnız olan maktulün kapıyı açmaması üzerine, kapıda bulunan camı kırarak içeri girdiği ve pencereden atlayarak kaçan maktulü evin yan tarafında bulunan boş arazide yakalayarak daha önceden motosikletinden alarak gömleğinin altına koyarak gizlediği bıçak ile vücudunun 14 farklı yerinden bıçaklayarak ölümüne sebebiyet verdiği, davacılar vekili tarafından 12/12/2019 tarihli dilekçe ile davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine maktul ...'ın yaşam hakkının korunamamasından dolayı olayda hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek toplam 6.000,00 TL maddi, 700.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6284 sayılı Kanun'un amacının, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu hükme bağlanmış olup, Kanun bu tedbirleri alma yetkisini ise hakimin yanı sıra ilgili kolluk ve mülki amirlere de yüklemiş, böylece tedbirlerin kısa sürede alınarak daha etkin bir koruma sağlanması hedeflenmiştir.
İdare, şiddet mağdurlarının yaşam haklarını, şiddet uygulayan veya uygulama potansiyeli bulunan kişilerden korumaya yönelik kararlar vermeye, buna yönelik tedbirleri bir an önce almaya dikkat etmelidir. Bu yönüyle 6284 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği'nde alınabilecek tedbirler, koruyucu ve önleyici olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Koruyucu tedbirler, mülki amir, hakim ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amiri tarafından, mağduru korumak maksadıyla alınan tedbirlerdir.
Önleyici tedbirler ise, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amiri tarafından, şiddet uygulayan hakkında alınan tedbirlerdir.
Ayrıca, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinin varlığından haberdar olan mülki amir, hakim ya da kolluk amiri, istem üzerine ya da resen önleyici veya koruyucu tedbir kararı verebilir.
Tedbir kararı vermeye yetkili makamlar, şiddetin niteliğine ve yoğunluğuna göre, şiddet mağduru hakkında yaşam hakkını korumaya yönelik koruyucu tedbir kararına; şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi olanlar hakkında ise önleyici tedbir kararına hükmedebilir. Koruyucu tedbirlerin, daha çok korunan kişinin bir kez daha şiddete uğramasını engellemek, maddi ve manevi bütünlüğünü, yaşam hakkını garanti altına almak için başvurulan tedbirler olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, maktul ...'ın ...'dan daha önce şiddet gördüğünden haberdar olan idarenin koruma talebi üzerine 6284 sayılı Kanun kapsamında alınan koruma kararında belirtilen tedbirlerin şiddet mağdurunu etkin koruma kapsamına alıp almadığı ya da şiddet uygulayanın mağdurun yaşam hakkını ihlal edebilecek her türlü eylemini bertaraf edecek nitelikte olup olmadığı uyuşmazlığın çözümlenebilmesi bakımından önem arz etmektedir.
Koruma talebi üzerine .... Aile Mahkemesince, şiddet uygulayan ...'a 6284 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-a bendi gereğince tedbiren mağdura yönelik şiddet tehditi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, 1-c bendi gereğince korunan kişilere bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş yerine yaklaşmamasına, 1-d bendi gereğince korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmamasına, 1-f bendi gereğince korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesine, bu tedbirlerin ise 1 ay süreyle uygulanmasına karar verildiği görülmekle birlikte, söz konusu koruma kararının ... Cumhuriyet Başsavcılığı Yerel İlamat Masasınca Uygulama Yönetmeliği'nin 35/5. maddesi hükümlerince, "Bulunduğu konutun haftada en az bir kez ziyaret edilmesi, ikinci derece dâhil olmak üzere yakınları ile iletişim kurulması, komşularının bilgisine başvurulması, oturulan yerin muhtarından bilgi alınması, bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılması, tedbir kararına aykırılığın tespit edilmesi halinde bu husus hakkında tutanak tutulması ve Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi şeklinde uygulanmasına karar verildiği, söz konusu koruma kararının uygulanması kapsamında, 17/09/2019 tarihinde jandarma personeli tarafından maktulün evine gidildiği, evde bulunmadığının anlaşılması üzerine "... Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2019 gün ve ... tedbir kararı yazısı gereği ...'a ait ... Mahallesi ... Caddesi ... Alanya adresine 17/09/2019 günü tedbir isteyenle görüşmek üzere gidilmiş olup fakat bahse konu adreste kimseye ulaşılamadığı, ...'ın çalıştığı, bu sebepten dolayı ise haftalık kontrol tutanağının bir sonraki haftaya tanzim edileceğine dair iş bu tutanak tanzimle müştereken imza altına alındı." içerikli tutanak düzenlendiği, 26/09/2019 tarihinde ise ...'ın ...'ın yaşadığı evin yan tarafında bulunan boş arazide yakalayarak daha önceden motosikletinden alarak gömleğinin altına koyarak gizlediği bıçak ile vücudunun 14 farklı yerinden bıçaklayarak ölümüne sebebiyet verdiği görülmektedir.
Bu durumda, koruma kararı alma sürecinde, ...'a yönelik uygulanan şiddetin varlığından haberdar olan kolluk veya mülki amir tarafından, .... Aile Mahkemesince verilen önleyici tedbir kararı ile birlikte maktulün yaşam hakkını garanti altına almak için şiddetin niteliği dikkate alındığında mevzuatta sayılan koruyucu tedbirlere ilişkin karar mekanizmasının da işletilmesi gerekirken sadece önleyici tedbir kararı ve bu kararın uygulanması ile yetinilmesi nedeniyle meydana gelen olayda davalı idarenin kusurlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, 6284 sayılı Kanun'un amacının, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu, diğer bir ifadeyle şiddet mağdurlarına, üçüncü kişilerden gelecek şiddete yönelik eylemlerden Devlet tarafından etkin bir koruma sağlanmasının hedeflendiği dikkate alındığında ...'ın öldürülmesi olayının tamamen üçüncü kişi olan ...'ın ağır kusurundan kaynakladığı gerekçesiyle davalı idarenin hizmet kusurunun bulunmadığına yönelik Mahkeme gerekçesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.