3. Hukuk Dairesi 2018/4830 E. , 2019/3950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... ve ... Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili ve ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 30/04/2019 tarihinde davacı vekili Av. ...., davalılar ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ...geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan ... ve ..."nın arazilerine yol açması için davalı şirketten kiraladıkları iş makinesini kullanan davalı ..."in hafriyat sırasında çıkardığı kaya parçalarının görev yerine gitmek için bindiği aracın üzerine düşmesi sonucu yaralandığını, olay nedeniyle sol gözünün görme yeteneğini kaybettiğini, 13/11/2004 ila 29/11/2004 tarihleri arasında hastanede tedavi gördüğünü, davalılardan şirket ile ... ve ..."nın işveren sıfatıyla, ..."in ise araç sürücüsü olması nedeniyle uğradığı zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 5.000 TL maddi ve 80.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 11/02/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 140.626 TL"ye artırmıştır.
Davalılardan ... Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve ...; davalılardan ... ve ... ile arazilerinden yol geçirmek için anlaştıklarını, bu nedenle davalı ...’ın iş makinası ile diğer davalıların arazisine gittiğini, kazanın gerçekleştiği yerin son derece sarp ve dik olduğu, araziden zaman zaman taş parçalarının düştüğünü, olaya konu kaya parçasının davalı ... tarafından yapılan çalışma sırasında düşmediğini savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
Davalılar ... ve ...; olayda herhangi bir kusurlarının olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın davalılardan ... ve ... yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 140.626 TL maddi tazminatın 52.734,75 TL’sinin davalı ...’dan, 87.891,25 TL’sinin davalılardan ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden, 80.000 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen hüküm, davalılardan ... vekili ile ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 10/12/2012 tarihli ve 2012/15578 E. 2012/25264 K. sayılı ilamıyla, davalılardan ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ıslah dilekçesine karşı ileri sürdükleri zamanaşımı def"i hakkında bir karar verilmemiş olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporunun davacı tarafça 29/05/2007 tarihli celsede öğrenildiği, ancak zamanaşımı süresi dolduktan sonra ıslah dilekçesinin verildiği gerekçesiyle; davanın davalılardan Ali Osman ve ... yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.875 TL maddi tazminatın davalı ..."dan, 3.125 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden, 80.000 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İhtiyari dava arkadaşlığındaki davalar, birbirinden bağımsızdır ve dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket edebilir. Dava arkadaşlarının farklı usul işlemi veya savunma yapmaları, kural olarak yalnızca kendileri bakımından sonuç doğrurur, diğer dava arkadaşlarının durumunu etkilemez.
Somut olayda; davalılardan ... tarafından (ilk hükme karşı) verilen temyiz dilekçesinde, ıslah edilen tazminatın zamanaşımına uğradığı, bir temyiz sebebi olarak bildirilmemiştir.
Bu durumda, mahkemece; verilen ilk hükmün davalılardan ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yararına bozulmuş olduğu, diğer bir anlatımla davalı ..."nın bir temyiz sebebi olarak ileri sürmediği zamanaşımı def"inden yararlanamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı, HMK"nın 326 ncı maddesi uyarınca, yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden aleylerine hüküm verilen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, sadece davalılar ... ve ...Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsiline karar verilmesi doğru değildir.
3- Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK"nın 47 nci maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olayın gelişim biçimi, olay tarihi, davalıların kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı fahiştir. Davacı yararına, daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince ikinci bendde açıklanan nedenlerle davacı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, 2.037"er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.