11. Hukuk Dairesi 2019/629 E. , 2019/6225 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Acıpayam 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03/07/2018 tarih ve 2018/221-2018/687 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş"nin iştiraki olduğunu, selülöz türevlerinden korboksimetil (CMC) üretimi ve pazarlamasını yaptıklarını, mevcut kapasite ile şirketin zarar ettiği düşüncesi ile kapasite artırımı için kurutma sistemlerinin yenilenmesine karar verildiğini, ilgili firmalardan teklifler alındığını, KTS Group Kurutma Tek. Sis.Mak. San. Tic. Ltd. Şti."nin önerdiği sistemin tercih edildiğini, bu şirketle sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme ile yıllık üretim kapasitesinin 4.500 tona çıkacağının KTS şirketince taahhüt edildiğini, işin teslim tarihinde bitirilmediğini, bunun üzerine bu şirketle yazışmalar yapıldığını, bu şirketin edimlerini yerine getirmemesine rağmen hak edişlerinin ödendiğini, sistem teslim edildikten sonra yapılan kontrollerde taahhüt edilen kapasiteden daha düşük kapasite ile çalıştığının tespit edildiğini, denetim kurulu raporu ile bu durumdan davalının sorumlu olduğunun belirlendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihmal sonucu uğranılan 28.177,99 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, zarar var ise bundan öncelikle yönetim kurulunun sorumlu olması gerektiğini, davalının yönetim kuruluna iş ve işlemlerle ilgili bilgi verdiğini, davalının kendisine verilen yetki ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini, davacı tarafın 09/04/2009 tarih ve 7288 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan faaliyet raporunda sözleşmenin diğer tarafı ile olan şirket ile anlaşmazlığın giderildiğinin, sistemin uygun şekilde teslim edildiğinin, davanın ortadan kalktığının ilan edildiğini, varsa zarardan sistemi kuran dava dışı şirketin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirketin genel müdürü olan davalıya KTS Grup ile davacı şirket arasında sözleşme aktedilmesi için yönetim kurulunun talimat verdiği, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen TTK"nın 336. maddesinde idare meclisi azalarının şirket namına yapmış oldukları mukavele ve muamelelerden dolayı şahsen sorumlu tutulamayacaklarının düzenlendiği, davalıya akdedilen sözleşmeye ilişkin yetki ve görevin ana sözleşme ile değil yönetim kurulu kararı ile verilmesi nedeniyle davalının sorumlu tutulamayacağı, zararın davalının kastı ile meydana geldiğine dair bir iddia ve bu iddianın ispatına yönelik bilgi ve belge sunulmadığı, davalının Türk Ticaret Kanunu"na göre sorumlu tutulabilmesinin şartlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, her ne kadar mahkemenin, davalıya dava dışı şirket ile sözleşme yapma yetkisinin ana sözleşmeyle değil yönetim kurulu kararıyla verilmiş olması nedeniyle davalının sorumlu olmadığı şeklindeki gerekçesi davaya konu olay itibarıyla uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 342. maddesine göre yerinde değil ise de diğer gerekçelere ve özellikle dava dışı şirketle olan anlaşmazlığın giderildiğinin ve ilgili şirketin makineleri isteğe uygun şekilde teslim ettiğinin davacı şirket tarafından Ticaret Sicil Gazetesi’nde davadan önce ilan edilmiş ve dolayısıyla bir zarar var ise bu zararın giderilmiş olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı dava dilekçesi ile 28.177,99 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu belirli bir miktar para alacağı olması nedeniyle davanın reddine karar verildiğinde davalı lehine A.A.Ü.T.’ye göre nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken 2.180,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın aşağıda yazılı şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmının 5.bendindeki “2.180,00 TL” ibaresinin hükümden çıkarılarak aynı yere “3.381,35 TL” ibaresi eklenmek suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.