Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme



Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 10.10 sıralarında sürücü belgesi bulunmayan sanık ..."ın idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışındaki, iki yönlü, düz, 4,80 m.genişlikte, asfalt zeminli, kuru, şerit çizgisi olmayan yolda, karşı istikametten gelen ... yönetimindeki plakasız motosiklete çarptığı, kaza sebebiyle ..."ın vefat ettiği, düzenlenen kaza tespit tutanağına göre muhtemel çarpışma izi olan kazıntı izinin, araçlara ait yağ ve döküntülerin motosikletin seyir kesiminde bulunduğu ve motosikletin seyir yönüne göre sağ taraftaki yol kenarına olan uzaklığı 1,80 metre ve kaza sonrasında araçlar arasında 7.80 metre uzaklık olduğu, çarpışmanın araçların ön kesimlerinden olduğu, 28/07/2013 tarihli kaza tespit tutanağına göre sanığın asli, katılanın tali kusurlu olduğu, yargılama aşamasında alınan ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 25/03/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre sanığın "...Köyü"nden ... Köyü"ne doğru seyir halinde iken hatırladığım kadarıyla 10-11 sularında karşı istikametten maktulun kullanmış olduğu motosiklet geliyordu.Maktul ile virajda karşılaştım.Maktul benim şeridimden geliyordu.Kendisine çarpmamak için onun şeridine kaçmak istedim.Ancak kendisi olayın telaşıyla kendi şeridine doğru kaçtı.Arabayı kurtaramadım ve kendisine çarptım..." şeklindeki beyanı dikkate alınarak sanığın tali, ölenin ise asli kusurlu olduğunun tayin edildiği, olay yerinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen üç kişilik trafik bilirkişi raporuna göre kazanın motorsiklete ait şerit içerisinde olduğu, sanığın şerit ihlali yaptığı hususunda tereddüt bulunmadığı, olay mahallindeki maddi bulguların sanığın beyanını doğrulamadığı ve sanığın beyanının suçta kurtulmaya yönelik olduğu kanaatiyle kazanın sebebinin sanığın şerit ihlali yapması olduğu değerlendirilmekle sanığın asli, ölenin tali kusurlu olduğunun belirtildiği, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın bu kez ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği ve 19/06/2015 tarihli Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonunda olayın tartışılması neticesinde düzenlenen 29/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre "27.10.2014 tarihli keşifteki krokide, motosiklet dar yolda seyir kesimindeki çarpışma noktasından, düz yönde, gidişine göre 42,8 metre geriye sürüklendiği, düzenlenen kaza tespit tutanağına göre motosikletin kendi seyir kesiminde olduğu, kazıntı izlerinin bunu gösterdiği, dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesine göre otomobil sürücüsü belgesiz ..."ın, motosikletin seyir kesimine geldiğini, çarpışma noktasından sonra da, sağa ve sola değil, düz yönde geriye sürüklendiğini gösterdiği, motosikletin seyir kesimine tecavüz ederek seyrettiğini, araçların yan kesimlerinden değil, düz yönde ön kesimlerinden çarpıştıklarını, sanık sürücü çarpışmayı önlemek, şiddetini azaltmak için frene bastığını beyan etmişse de, etkili fren tedbiri almadığını, motosikletin yolunu kapattığını, tehlike ve engel teşkil ettiğini ve bu hareketleriyle, olayın temel sebebini oluşturduğunu, sanık ..."ın olayda asli kusurlu olduğunun" bildirildiği, mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde sanığın asli kusurlu olarak ..."ın ölümüne sebebiyet verdiği kabul edilmekle yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusur durumuna, eksik incelemeye ve beraate ilişkin, katılanlar vekilinin ise kusur durumuna göre sanığa verilen cezanın az olduğuna, blinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğine, TCK"nın 62. ve 50. madde hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 08/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.