Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/11107
Karar No: 2017/6836
Karar Tarihi: 10.05.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/11107 Esas 2017/6836 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/11107 E.  ,  2017/6836 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazla istemin reddine reddine karar verilmiş olup hükmün davalı birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı-birleşen davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
    Davalı-birleşen davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve ev eşyaları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 72.750-TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 59.382,50-TL katılma alacağının birleşen davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı-birleşen davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK. m. 26). Davacı vekili, dava dilekçesinin istem bölümünde davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz ve aracın değerinin tespiti ile yarı oranında davacıya verilmesini istemiş, dava açılırken maktu peşin harç yatırmıştır. Mahkemece 05.07.2010 tarihli yargılama oturumunda davacı tarafın dava dilekçesinin son kısmında yer alan taleplerini açıklamak ve harcı yatırmak üzere süre verilmiş, davacı vekili 13.09.2010 havale tarihli dilekçede dava konusu taşınmaz yönünden değerinin 100.000-TL olduğunu belirterek yarısı olan 50.000-TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiş ve tamamlama harcını mahkeme veznesine yatırmıştır. Bu açıklamalar uyarınca; davacı tarafça yapılan herhangi bir ıslah işlemi de bulunmadığı anlaşıldığına göre, dava konusu taşınmaz yönünden talep 50.000-TL olmasına rağmen mahkemece HMK"nun 26.maddesine aykırı bir şekilde bu talep aşılarak davacının dava konusu taşınmaz yönünden 65.000-TL katılma alacağı bulunduğu kabul edilerek dava konusu araçla birlikte toplam 72.750-TL katılma alacağına hükmedilmesi doğru değildir.
    2- Davalı-birleşen davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    a) Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK"nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
    Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
    Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.
    Somut olaya gelince; eşler, 29.06.1996 tarihinde evlenmiş, 29.03.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202.m). Birleşen davada tasfiyeye konu ... ada ... parselde bulunan 29 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 17.06.2009 tarihinde satın alınarak, birleşen davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m).
    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, birleşen davalı tarafından çekilerek birleşen dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılan 36 ay vadeli 65.000-TL bedelli kredinin boşanma dava tarihine kadar 9 taksidinin ödendiği, 27 taksidinin boşanma dava tarihinden sonraya sarktığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kalan kredi borcu dikkate alınmış ise de, yukarda açıklanan banka kredisiyle yapılan alımlara özgü şekilde oranlama yapılmadığı görülmektedir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kullanılan kredinin mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarı gözetilerek, yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilke uyarınca denkleştirme yapmak ve tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek katılma alacağına hükmetmekten ibarettir.
    b) Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; taleplerden her biri hakkında verilen hükmün kararda gösterilmesi gerekir. (HUMK.m.26/1, 297/2). Davalı-birleşen davacının birleşen dava konusu 29 nolu bağımsız bölüm yönünden değer artış payı alacağı isteği de bulunduğu halde mahkemece bu istek hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    c) Birleşen davada talep edilen ev eşyalarının edinilmiş mal oldukları dosya kapsamından anlaşıldığına göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu halde TMK"nun 178.maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak bu talebin zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, toplanan ve toplanacak olan taraf delillerini birlikte değerlendirmek suretiyle esas hakkında olumlu olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ: Davalı-birleşen davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi