Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13879 Esas 2017/4128 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13879
Karar No: 2017/4128
Karar Tarihi: 24.05.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13879 Esas 2017/4128 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, davacının adına düzenlediği kredi sözleşmelerine dayanarak icra takibi başlatmıştır. Ancak davacının imzalarının kendisine ait olmadığını belirtmesi üzerine alınan raporda bu iddianın doğru olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme, bu nedenle davacının davalı bankaya borcu olmadığının tespitine karar vermiştir. Ancak hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise, sözleşmedeki imzanın borçluya ait olmamasının, kredinin kullandırılmadığı anlamına gelmeyeceğine dikkat çekerek, ödeme belgelerinin getirtilerek incelenmesi, virman yolu ile ödeme yapılmış ise konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca davacının dolandırıcılık suçundan yargılandığı başka bir davanın sonucunun da bu menfi tespit davasını etkileyebileceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu (BK) madde 2, 68, 70, 82; Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 131.
19. Hukuk Dairesi         2016/13879 E.  ,  2017/4128 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin ve kızının ... Ziraat Bankasından düşük faizli kredi çekme vaadi ile içinde banka çalışanın da olduğu kişilerce kandırıldığını, davalı bankanın icra takibine geçmesi ile adına 64.000 TL kredi çekildiğini öğrendiğini, bu kişilerden şikayetçi olduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, müvekkilinin kredi çekmeyi düşündüğünü ancak herhangi bir belge vermediğini,okumadan bazı evrakları imzaladığını, müvekkilinin iradesi dışında onun adına işlemler yapıldığını, davalı bankanın adam çalıştıran sıfatıyla yapılan işlemlerde sorumluluğunun olduğunu belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı banka vekili, kredi işleminde usulsüzlük olmadığını, kullanılan kredinin ekipman kredisi olduğunu, satın aldığı mal karşısında kredinin davacının hesabına değil, malı satan firmanın hesabına geçeceğini, davacının malı teslim aldığına dair tutanak olduğunu, kredi için istenilen teminatların alındığını, davalının kredinin ilk taksidini ödeyip diğer taksitlerini ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacı hakkında davalı banka tarafından düzenlenen kredi sözleşmeleri uyarınca icra takibinde bulunulduğu,davacının sözleşme altındaki imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmesi üzerine Ağır Ceza Mahkemesince ... Kurumundan rapor aldırıldığı, alınan bu rapora göre taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen kredi sözleşmelerinin altındaki imzaların davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 03/11/2009 tarihli genel tarımsal krediler sözleşmesinden dolayı davacının davalı bankaya borcu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı bankadan kredi kullanmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Kredi sözleşmesindeki imza inkar edilmiş olup mahkemece bu yönde inceleme yapılmamış, henüz görülmekte olan Ağır Ceza Mahkemesinde alınan rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Diğer yandan sözleşmedeki imzanın borçluya ait olmaması kredinin kullandırılmadığı anlamına gelmez. Bu durumda ödeme belgeleri getirtilerek bu belgeler üzerindeki imzalar incelenmelidir. Ayrıca eğer virman yolu ile ödeme yapılmış ise virman talimatı olup olmadığı ve virman ile borçlunun 3. kişiye olan borcundan kurtulup kurtulmadığı hususunda banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınması gereklidir.
    Yine ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/216 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada, davacı nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı yargılanmaktadır. Bu davanın sonucu görülmekte olan menfi tespit davasını etkileyeceğinden bu husus düşünülmeden karar verilmesi de isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.