(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9219 E. , 2020/1830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... köyü 72 parsel sayılı 83.250,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın bir kısmı Kasım 1947 tarih 23 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak, bir kısmı ise belgesizden tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiş, ölümü ile mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu davalı ... adına tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, 06/10/2009 tarihli dilekçesiyle taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 27/01/2015 gün, 2014/9995 Esas- 2015/407 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma emrinde "Mahkemece hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın 1956 tarihli memleket haritasında orman sayılmayan yerlerden olduğu, 1991 tarihli haritada ise sonradan ormanlaşması nedeniyle kısmen yeşil alanda görülmekteyse de; tespite esas alınan T.Evvel 313 tarih 25 numaralı sicilden gelen Kasım 1947 tarih 23 numaralı, 10 dönüm (9190 m2) yüzölçümlü tapu kaydı bulunması nedeniyle ve 6831 sayılı Kanunun 1/F-G maddeleri gereğince orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış, bu nedenle, davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman bilirkişi raporuna hava fotoğrafı eklenmemiş, Dairenin 06/03/2014 tarihli geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek rapora ekli 1952 tarihli hava fotoğrafında ise (A1) ile işaretli 23577 m2 bölümün orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmış, yine tespite esas alınan tapu kaydının da uygulanmaması ve geçerliliğinin tartışılmaması nedeniyle geri çevirme kararıyla tapu kaydı dosyaya getirtilmiştir. Dayanılan tapu kaydının sınırları; yön belirtilmeksizin topal oğlan, Tepe ve Hacı İsa okumakta olup, tepe sınırı nedeniyle değişir ve genişletilmeye elverişli yerlerdendir. Eski tarihli hava fotoğrafında çevresinde orman niteliğinde taşınmazlar olduğu görülmektedir. Yine, (A) harfi ile işaretli taşınmazda 20-40 yaşlarında kızılçam ağaçları olduğu bildirilmiştir.
6831 sayılı Kanunun 1/G maddesi "orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerler orman sayılmaz." 1/F maddesi ise "orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki her nevi ağaç ve ağaçcıkla örtülü yerler orman sayılmaz" hükmünü içermekteyse de bu hükümlerin uygulanabilmesi için dayanılan tapu kaydının miktarı ile taşınmaza uyması gerekir.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait 1956 ve 1991 tarihli memleket haritaları ile bunların yapımına esas alınan hava fotoğrafları kadastro paftası üzerine aplike edilmek suretiyle orman olan kesimler belirlenmeli, öncesi orman sayılmayan ve sonradan ormanlaştığı iddia edilen yerler varsa, ağaç yaşı ile memleket haritasının tarihi karşılaştırılarak uzman bilirkişi raporlarının doğruluğu denetlenmeli, dayanılan tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle uygulanmalı, taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli, uyuyorsa, tepe sınırı nedeniyle genişletilmeye elverişli olduğu ve eski tarihli hava fotoğrafında orman niteliğinde taşınmazlar bulunduğu gözetilerek tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli olarak belirlenmeli, komşu parsel tutanakları ve dayanakları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği ve bilirkişi tanık sözlerinin doğruluğu bu belgelerle denetlenmeli, komşu parsellerden davalı olanlar varsa dava dosyaları getirtilip incelenmeli, öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden ise tapu kaydı uysa bile, 4785 sayılı Kanun gereğince hiç bir bildirime gerek olmadan devletleştirildiği ve tapu kaydının kanunî değerini kaybettiği, devlet ormanına bitişik olması nedeniyle de 5658 sayılı Kanun uyarınca iadeye tâbi olmayacağı kabul edilmeli, aynı cümleden olarak tapu kaydının miktar fazlasının kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile kazanılıp kazanılamayacağı tartışılmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; (C) harfi ile gösterilen 1.512,85 metrekarelik kısmın birbiriyle uyum içerisinde olan ziraat ve orman bilirkişilerinin raporları kapsamında % 12-15 meyilli bir yapıya sahip olduğu, bu hali ile tarım arazisi vasfını taşıyabilmesi için gerekli sınırın üzerinde bir meyile sahip olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman vasfını taşıdığı, memleket haritalarında açıklık olarak görüldüğü ancak meşcere haritasında kısmen ziraat alanı kısmen ise bozuk kızılçam koru ormanı içerisinde kaldığı, 1953 ve 2010 tarihli hava fotoğraflarında çalılık alan olarak görüldüğü, bu kapsamda orman sayılan alanlardan olduğu, krokide (D) harfi ile gösterilen 3.788,97 metrekarelik kısmın birbiriyle uyum içerisinde olan ziraat ve orman bilirkişilerinin raporları kapsamında % 12-15 meyilli bir yapıya sahip olduğu, bu hali ile tarım arazisi vasfını taşıyabilmesi için gerekli sınırın üzerinde bir meyile sahip olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman vasfını taşıdığı, memleket haritasında yeşil alan içerisinde kaldığı, meşcere haritasında kısmen orman kısmen tarım arazini olarak görüldüğü, 1953 ve 2010 tarihli hava fotoğraflarında çalılık alan olarak görüldüğü, bu kapsamda orman sayılan alanlardan olduğu, krokide (E) harfi ile gösterilen 26.759,24 metrekarelik kısmın birbiriyle uyum içerisinde olan ziraat ve orman bilirkişilerinin raporları kapsamında % 20-25 meyilli bir yapıya sahip olduğu, bu hali ile tarım arazisi vasfını taşıyabilmesi için gerekli sınırın üzerinde bir meyile sahip olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman vasfını taşıdığı, memleket haritasında yeşil alan içerisinde kaldığı, meşcere haritasında kısmen orman kısmen tarım arazini olarak görüldüğü, 1953 ve 2010 tarihli hava fotoğraflarında çalılık alan olarak görüldüğü, bu kapsamda orman sayılan alanlardan olduğu, krokide (A) harfi ile gösterilen 48.330,40 metrekarelik kısmın eğiminin % 5-10 olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman arazisi vasfını taşımadığı, tarım arazisi vasfını taşıdığı, memleket haritası, meşcere haritası ve 1953 tarihli hava fotoğraflarında açıklık tarım arazisi olarak görüldüğü, krokide (B) harfi ile gösterilen 3.079,63 metrekarelik kısmın eğiminin % 8-10 olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman arazisi vasfını taşımadığı, tarım arazisi vasfını taşıdığı, memleket haritası, meşcere haritası ve 1953 tarihli hava fotoğraflarında açıklık tarım arazisi olarak görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mah. 108 ada 42 parsel sayılı 83471,49 m² davalı adına kayıtlı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan 12/06/2017 havale tarihli rapor ekinde bulunan krokide (C) harfi ile gösterilen 1512,85 m²"lik kısmın, (D) harfi ile gösterilen 3788,97 m²"lik kısmın ve (E) harfi ile gösterilen 26759,24 m²"lik kısmın, tapusunun iptali ile davacı adına orman vasfı ile tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamış, 1954 yılında genel arazi kadastrosu yapılmıştır.
1-Davacı Hazine vekilinin (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlara ait temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece krokide (A) harfi ile gösterilen 48.330,40 metrekarelik kısmın eğiminin % 5-10 olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman arazisi vasfını taşımadığı, tarım arazisi vasfını taşıdığı, memleket haritası, meşcere haritası ve 1953 tarihli hava fotoğraflarında açıklık tarım arazisi olarak görüldüğü, krokide (B) harfi ile gösterilen 3.079,63 metrekarelik kısmın eğiminin % 8-10 olduğu, toprak yapısı itibarı ile orman arazisi vasfını taşımadığı, tarım arazisi vasfını taşıdığı, memleket haritası, meşcere haritası ve 1953 tarihli hava fotoğraflarında açıklık tarım arazisi olarak görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki Dairemizin 27/01/2015 gün, 2014/9995 esas, 2015/407 karar sayılı bozma emrinde " dayanılan tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle uygulanmalı, taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli, uyuyorsa, tepe sınırı nedeniyle genişletilmeye elverişli olduğu ve eski tarihli hava fotoğrafında orman niteliğinde taşınmazlar bulunduğu gözetilerek tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli olarak belirlenmeli, komşu parsel tutanakları ve dayanakları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği ve bilirkişi tanık sözlerinin doğruluğu bu belgelerle denetlenmeli, komşu parsellerden davalı olanlar varsa dava dosyaları getirtilip incelenmeli, öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden ise tapu kaydı uysa bile, 4785 sayılı Kanun gereğince hiç bir bildirime gerek olmadan Devletleştirildiği ve tapu kaydının kanunî değerini kaybettiği, Devlet ormanına bitişik olması nedeniyle de 5658 sayılı Kanun uyarınca iadeye tâbi olmayacağı kabul edilmeli, aynı cümleden olarak tapu kaydının miktar fazlasının kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile kazanılıp kazanılamayacağı tartışılmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir. "gereğine değinilmiş ise de mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığı tespit edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle bozma kararının gerekleri yerine getirilerek inceleme yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca krokide (B) harfi ile gösterilen 3.079,63 metrekarelik kısmın eğiminin % 8-10 olduğu, tarım arazisi vasfını taşıdığı, memleket haritası, meşcere haritası ve 1953 tarihli hava fotoğraflarında açıklık tarım arazisi olarak görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de yapılan inceleme ve araştırma yeterli görülmemektedir. Şöyle ki ziraat bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün eğiminin % 7 -12 olduğu , tarıma elverişli arazi formatında olmadığı , taşlık kayalık formatta olduğu, üzerinde kültür bitkisi yetiştirilmediği imar ihya edilmediği belirtilmiş ancak orman bilirkişi raporunda eğimin %8 -10 olduğu belirtilerek çelişki oluşmuştur. Ayrıca ham toprak taşlık vasfı taşıdığı belirtilmiştir. Mahkemece öncelikle çelişkiler giderilmeli ve imar ihya, zilyetlikle kazanım koşulları tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve net şekilde ortaya konulmalıdır.
2- Davalı vekilinin (C), (D), (E) harfleri ile gösterilen kısımlara ait temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmazların yüksek eğimli çalılık ve orman olduğu 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12"yi aşan ve dolayısıyla toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ayrıca imar-ihyanın olmadığı ve tarım yapılmadığı anlaşıldığına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
SONUÇ:1- Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE temyiz harcının istek halinde iadesine 15/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.