Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/588
Karar No: 2018/3999
Karar Tarihi: 18.04.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/588 Esas 2018/3999 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/588 E.  ,  2018/3999 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...... Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Davacı, ...... tahakkukuna ilişkin ...... işleminin iptali ile maaşından yapılan kesintilerin faiziyle iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca ...... eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilen davacının, ...... aylığının kesilmesine ilişkin davalı ...... işleminin iptali ve maaşından yapılan kesintilerin faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı ............... Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden ...... halde, ...... eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının ......... veya ...... eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ...... aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce ......... kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden ...... halde, ...... eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "......... kanunları kapsamında ...... aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek ......"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ...’ın ilk eşi ...... Akçicek"ten dolayı ...... aylığı aldığı, 21.01.1991 yılında ......... ...... Özkaya ile evlendiği, 2. eşi ...... Özkaya ’dan 23.05.1995 tarihinde ......, ......... Denetmeni tarafından düzenlenen 07.04.2014 tarih ve 82 sayılı rapora göre; davacının ...... eşi ile 2007-2011 arası birlikte yaşadığının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak ......ca 01.11.2008-31.03.2011 tarihleri arasında ödenen 39.586,50 TL aylık tutarı ve 15.634,65 TL işlemiş faizinin ...... çıkarıldığı, ...... 13. İş Mahkemesinin 2014/2309 E. ve 2016/126 K. sayılı “Kabul” kararının Dairemizin 2016/9257 E. ve 2017/6254 K. sayılı ilamıyla kesin olarak bozulduğu, bozma kararına uyan Mahkemece verilen”davanın reddine” dair son kararın davacı vekilince temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Somut olayda 07.04.2014 tarih ve 82 sayılı denetmen raporunda; davacının ve eşinin konuya ilişkin beyanlarının alındığı, her ikisinin de ikametgahlarının ayrı olduğunu, ancak boşanmalarından 10 yıllık bir süreden sonra tekrar görüştüklerini,davacının ...... ...... Özkayanın; 2002 yılından sonra davacının rahatsızlıkları nedeniyle görüştüklerini, kendisini hastaneye götürdüğünü, hatta davacının oturduğu apartmandaki toplantılara katıldığını, zaman zaman ...... gezdirdiğini, kendisinin ayrı evi olduğunu, birlikte yaşamadıklarını beyan ettiği, ... Müdürlüğünden yapılan araştırmada davacının 2007 den beri adresinin “...... Mah. ...... Sok. 60/16 .........”, ...... ......"nın ise 11/03/2011 beyan tarihinden itibaren “...... Mah. ...... Sok. ...... sitesi No:55/l .........” adresi olarak tespit edildiği, denetmence 2007-2011 arası tarafların adresinin aynı olması ve denetmene verdikleri beyanlarından davacının, ...... ile birlikte ...... Mah. ...... Sok. 60/16 adresinde 2007-2011 tarihleri arasında birlikte yaşadıkları kanaatine varıldığı, görülmüştür.
    Dosyanın incelenmesinden, bozma ilamının gerekçesinin son paragrafının bilgisayardaki yapıştırma hatası nedeniyle başka bir karara ait olduğu, yapılan hatanın yerel Mahkeme tarafından gerekçelerine esas alındığı, gerekçenin “ Tüm bu açıklamalar ve ......... Denetmeni tarafından düzenlenen rapor içeriği, davacı ve eşinin denetmene verdikleri ifadelerde; boşanmalarından 10 yıl sonra 2001-2002 yılı gibi tekrar görüşmeye başladıklarını, bu tarihten sonra sürekli görüştüklerini, ifade etmeleri, davacının ...... ...... Özkaya’nın denetmene verdiği ifadesinde ; 2002 yılından sonra ......nin rahatsızlıkları nedeniyle, kendisini hastaneye götürdüğünü, hatta davacının oturduğu apartmandaki toplantılara katıldığını, ...... gezdirmek için sabah akşam evine gittiğini, 2013 yılında annesinin vefatından sonra zaman zaman geceleri de Nesrin hanımın evinde kaldığını ifade emesi, bu koşullarda ayrı yaşanıldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olması, davacı ve eşinin 2007-2011 yılları arasında ikamet adreslerinin aynı olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin bu süreçte birlikte yaşadıkları sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince ......un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.” şeklinde olması gerektiği anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar sonuç değişmese de; Mahkemenin bozma ilamındaki hatalı gerekçeye dayanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli Mahkemenin gerekçesi yukarıda belirtilen hususlara göre düzeltilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 18/04/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi