10. Hukuk Dairesi Esas No: 2021/1495 Karar No: 2021/11787 Karar Tarihi: 07.10.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/1495 Esas 2021/11787 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı kurum ile davalı arasındaki dava, takibin devamı, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemiyle açılmıştır. İlk derece mahkemesi, davayı kabul etmiş, istinaf başvurusu sonrasında Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunu reddetmiştir. Ancak davacı kurumun temyiz başvurusu sonrasında Yargıtay, icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine hükmetmiştir. Borçlu tarafından itiraz edilmesi ve alacaklının alacağını dava etmesi yasal koşullar arasında yer almaktadır. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdaysa alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekmektedir. Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi, borçlunun itirazının haksızlık kararı verilirse borçlunun, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse davalının, diğer tarafın talebi üzerine uygun bir tazminat verileceğini öngörmektedir.
10. Hukuk Dairesi 2021/1495 E. , 2021/11787 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Muş 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Öte yandan alacağın likit ve belirli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekir. Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata karar verileceği öngörülmüştür. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleştiği belirlenerek itirazın iptali talepli davada takibin devamına karar verilmişse de takip konusu asıl alacağın likit, yani belirgin olması karşısında, davacı alacaklı Kurum yararına, takip tarihi itibariyle hükmedilen miktar üzerinden hesaplanacak asgari %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; talebin reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: İlk derece mahkemesince verilen hükmün 3. fıkrasının silinerek yerine; “İtirazın iptali nedeniyle İcra İflas Kanunu m. 67/2 gereğince hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine,” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine gönderilmesine, 07/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.