Esas No: 2020/958
Karar No: 2020/2604
Karar Tarihi: 24.02.2020
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/958 Esas 2020/2604 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1, 168/2, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis (üç kez), 6 ay 7 gün hapis, 2.000,00 Türk lirası (üç kez) adlî para ve 1.000,00 Türk lirası adlî cezaları ile cezalandırılmasına dair İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2011 tarihli ve 2011/264 esas, 2011/474 sayılı kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 25.01.2016 tarihli ve 2013/22887 esas, 2016/809 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, anılan kararın infazı sırasında, 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi yönündeki sanık müdafiinin talebinin kabulüne ilişkin anılan Mahkemenin 05.12.2016 tarihli ve 2011/264 esas, 2011/474 sayılı ek kararını müteakip, uzlaşma sağlanamaması sebebiyle infazın devamına dair İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2017 tarihli ve 2011/264 esas, 2011/474 sayılı ek kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/05/2019 gün ve 94660652-105-35-6811-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/02/2020 gün ve 2020/15421 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 24.05.2019 gün ve 94660652-105-35-6811-2019-Kyb sayılı yazılı isteme atıf yapılmış olup; söz konusu istemde;
Mahkemesince, uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak anılan cezanın aynen infazına karar verilmiş ise de;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklindeki,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki, aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki, anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki, bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki, aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, mernis adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise mernis adresine aynı Kanun"un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği;
Somut olayda uzlaştırmacı tarafından sanığa teklif için çağrı yapıldığına dair dosya içeriğinden bilgiye rastlanmadığı, mağdurlara çağrı yapmak amacıyla PTT marifeti ile adreslerine davetname gönderildiği, mağdurlardan ..."nın adresine PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin mağdur tarafından teslim alındığı; diğer mağdurlara ise PTT marifeti ile çıkarılan davetnamelerin teslim alınmadığı ve PTT"de bekleme süresi içerisinde alınmadığından iade edildiği, mağdurlara ulaşılamaması gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı yönünde rapor düzenlenmiş ise de; sanığa uzlaşma için davetname gönderilmediği, mağdurlara gönderilen ve iade edilen davetiyeler yönünden yukarıda detaylıca açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundandan bilinen son adreslerine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 7/12 ve 31/7 maddeleri uyarınca; Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yeralan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da yapılan araştırmaya rağmen adresin belirlenememesi gibi başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa, katılana veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmeyeceği ve bu hususun tutanakla tespit edilmesinin ardından uzlaştırmacı tarafından uzlaştırma işlemlerine son verileceği düzenlemeleri nazara alındığında; uzlaştırmacı tarafından katılanların ve mağdurun adreslerine uzlaştırma teklif formunun uzlaştırma yönetmeliğine uygun şekilde tebliğe çıkarıldığı tebliğ tarihi itibariyle mağdur ..."ye gönderilen tebliğin alınmasına rağmen uzlaştırmacıya süresinde herhangi bir bildirimde bulunmadığı, katılan... (...)"ın uzlaştırma dosyasındaki kayda göre yurtdışında Avusturya ülkesinde bulunduğu, uzlaştırmanın yasal olarak yapılamayacağı, katılan ... ve ..."in yine uzlaştırma evrakındaki kayda göre tebliğin MERNİS adreslerine gönderildiği, sanığın ise 31.01.2019 tarihli olarak cezaevinden gönderdiği dilekçesinde 07.02.2017 tarihinde sevkedildiği ... Açık Cezaevinden firar ettiğini beyan etmiş olması, uzlaştırma raporunun düzenlendiği 11.04.2017 tarihi ile bütün dosya kapsamı dikkate alındığında uzlaştırma işlemleri bakımından başkaca yapılabilecek eksik işlem kalmadığı, sanık hakkındaki infazın devamına dair yerel mahkeme Ek Kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirildiğinden; İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2017 tarihli ve 2011/264 esas, 2011/474 sayılı ek kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 24/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.";
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.";
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.";
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır.";
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.";
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.";
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundanuzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
7201 sayılı Tebligat Kanununun "Adres değiştirmenin bildirilmesi" mecburiyeti başlıklı 35. maddesi; "... Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." hükümleriyle muhataba TK 35. maddesine göre tebligat yapılması şartlarını açıklamıştır.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri nazara alınarak somut olayımız değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 158/1, 168/2, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis (3 kez) ve 6 ay 7 gün hapis, 2.000,00 TL (üç kez) APC ve 1.000,00 TL APC na ilişkin mahkemenin 28.09.2011 tarihli kararı Dairemizin 25.01.2016 tarih 2013/22887 esas, 2016/809 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Uzlaştırmacı, Müşteki ... için uzlaştırma teklifini içeren tebligatı, müştekinin soruşturma aşamasındaki "..." adresine gönderilmiş, bila tebliğ edilmesi üzerine uzlaşmama raporu düzenlemiştir.
Oysa adı geçen müştekinin kovuşturma aşamasında beyan ettiği adres "..." olmasına, gerekçeli kararın ise mernis adresi " ..." adresine tebliğ edildiği görülmektedir.
Kesinleşmiş hükümler yönünden tarafların, dosyasına 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 maddesinde belirtilen adres değişikliğini bildirme yükümlülüğünün hala devam ettiği söylenemez. Kesinleşen hükümler yönünden gerektiğinde yapılacak uyarlama yargılamasında öncelikle bildirilen son adrese tebligat yapılması, eğer tebligatın iade gelmesi halinde UYAP sistemi üzerinden güncel MERNİS adresinin belirlenerek bu adrese tebligat parçası üzerine MERNİS adresi olduğu yazılmak suretiyle tebligatın yapılması gerekmektedir. Somut olayımızda müştekinin de uzlaşmak istediğini belirten dilekçe de verdiği gözetildiğinde uzlaştırmacı tarafından sanığa yapılan hatalı tebligat işleminin esas alınarak kurulan hükmün isabetsiz olup, kanun yararına bozma talebinin kabulü yönünde karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmemekteyim.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.