10. Hukuk Dairesi 2014/9424 E. , 2014/15628 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Edirne İş Mahkemesi
Tarihi :24.01.2014
No :2013/167-2014/27
Dava, yaşlılık aylığının 20. basamaktan bağlanması ve emeklilik tarihi olan 01.11.2008 tarihinden itibaren büyüme ve gelişme oranlarının aylığa yansıtılarak bu nedenlerle doğacak fark emekli aylıklarının en yüksek banka mevduat faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın reddine dair önceki hüküm Dairemizin 11.09.2012 gün 2011/212 esas 2012/14572 karar sayılı ilâmıyla; “...24/07/2003 tarihli, 4956 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi “1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı olanlar, bulundukları basamak dahil, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı talepte bulunmak şartıyla, bulundukları basamakları en fazla on iki basamak yükseltebilirler. Basamak yükseltme primi, sigortalının talep tarihinde bulunduğu basamaktan, yükselerek intibak etmek istediği basamağa kadar her basamak için öngörülen bekleme süresindeki prim tutarına basamak yükseltme farklarının ilave edilmesi suretiyle hesaplanır. Bu tutarın, ilk taksitinin talep tarihini takip eden ay içerisinde ödenmesi şartıyla ilk taksitin ödendiği ayı takip eden üçer aylık dönemler halinde üç eşit taksitte ödenmesi zorunludur. Basamak yükseltme tutarının tamamen veya kısmen ödenmesi halinde, sigortalı son ödemenin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle bu ödemenin tam olarak karşıladığı basamağa intibak ettirilir. Basamak yükseltme primleri, primi ödenmiş süreler olarak değerlendirilmez.
Basamak yükseltme hakkından yararlanan sigortalılara, basamak intibaklarının yapıldığı tarihten itibaren üç yıl sonra, bu Kanunda öngörülen diğer şartları taşımak ve talepte bulunmak kaydıyla yaşlılık aylığı bağlanır.
Basamak yükseltme talebinde bulunan sigortalının, basamak yükseltme priminin bir kısmını veya tamamını süresi içinde ödemeden ölümü halinde, hak sahipleri basamak yükseltme primlerini, bu Kanunda öngörülen ödeme süresinin dolduğu tarihten itibaren üç ay içinde ödeyebilirler. Bu tutarın tamamen veya kısmen ödenmesi halinde, birinci fıkra hükümleri uygulanır.
Malullük veya ölüm aylığı bağlanmasında basamak yükseltme primlerinin ödenmesi şartıyla ikinci fıkrada öngörülen üç yıllık bekleme süresi aranmaz.” Düzenlemesini içermekte olup; basamak yükseltme primlerinin hesaplanma yöntemi ise, 07.08.2003 tarihli, 2003/6 sayılı Kurum genelgesindeki, “Basamak yükseltme primleri, sigortalının bulunduğu basamaktan, yükselerek, intibak etmek istediği basamağa kadar her basamak için öngörülen bekleme süresindeki prim tutarlarına, basamak yükseltme farklarının ilave edilmesi suretiyle hesaplanır. Bu tutara, ayrıca sigortalının basamak yükseltme talebinde bulunduğu tarihteki basamağını bir üst basamağa yükseltmek için talepte bulunulan ay dahil, gerekli olan bekleme süresini tamamlayacak olan ayların primleri ile basamak yükseltme farkı da ilave edilecektir. Basamak yükseltme primlerinin hesabında sigortalının talepte bulunduğu tarihte yürürlükte olan gelir tablosuna göre hesaplanan prim oran ve tutarları esas alınacaktır. Hesaplamalara sağlık sigortası primleri dahil edilmeyecektir.” Düzenlemesiyle ortaya konulmuştur.
Nimet-külfet dengesi, sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinden biri olup; anılan ilke, gelecekte elde edeceği sosyal sigorta yardımlarına karşılık olarak daha fazla prim ödeme külfeti altına giren sigortalıların, fazladan katlanılan külfet karşılığında daha fazla yardıma hak kazanması gereğini doğurmaktadır. Başka bir ifadeyle sosyal güvenlik kuruluşlarınca sigortalılardan alınacak primlerle ileride yapılacak yardımlar arasında mutlak bir bağlantı, paralellik sağlanmalıdır.
Basamak yükseltme olanağı sağlayan yasa ile konuya ilişkin uygulamayı biçimlendiren diğer düzenlemeler, primlerinin Sosyal Güvenlik Kuruluşu tarafından sigortalılık süreci içerisinde tahsil edilip nemalandırılması ve aktüeryal dengeyi bozmayacak biçimde sigorta yardımlarına yansıtılması gerekleri gözetilerek oluşturulmuş; prim borcunun, basamakta bekleme süresini tamamlayacak olan ayların primleri ile basamak yükseltme farkı da gözetilerek, sigortalının talepte bulunduğu tarihte yürürlükte olan gelir tablosuna göre hesaplanması ve basamak intibaklarının yapıldığı tarihten itibaren üç yıl sonra yaşlılık aylığı yönünden değerlendirilebilmesi olanağı öngörülmüştür.
Ayrıca, basamak satın alma yoluyla yükselme olanağı getiren düzenlemenin gerekçesinde de, primlerin ve emeklilik aylıklarının hesaplanmasında esas alınan basamak sayısının 1479 sayılı yasada sonradan yapılan düzenleme ile 24 olarak benimsenmesi nedeniyle, “bu düzenleme sonucu emeklilik programlarını on iki basamaklı sisteme göre ayarlayan sigortalıların mağduriyetinin önlenmesinin,” amaçlandığı belirtilmiştir.
Somut olayda; davacının, 01.01.1991 tarihi itibariyle 1. basamaktan tescil edildiği, SSK ve Emekli Sandığı hizmetlerinin birleştirilmesi istemli 28.01.2003 tarihli dilekçeye istinaden, Emekli Sandığı tarafından 15.11.1987-14.05.1990 arası döneme ilişkin olarak 900 gün, SSK tarafından da 01.06.1978-31.12.1990 arası döneme ilişkin olarak çakışmaya konu 14 gün hariç 1823 gün hizmet bildirildiği, dosyada mevcut 22.10.2008 tarihli ekstrede, bildirilen hizmetler de dikkate alınarak basamak seyrinin 01.01.1991 tarihinde 7. basamak, 01.09.1998 tarihinde 8. basamak,
01.10.1999 tarihinde 9. basamak, 01.10.2000 tarihinde 10. basamak, 01.10.2001 tarihinde 11. basamak, 01.10.2002 tarihinde 12. basamak, 01.11.2003 tarihinde 13. basamak, 01.10.2004 tarihinde 18. basamak, 01.10.2006 tarihinde 19. basamak olarak, 17.03.2009 tarihli ekstrede ise basamak seyrinin 31.08.1998 tarihinde 7. basamak, 01.10.1999 tarihinde 8. basamak, 01.10.2000 tarihinde 9. basamak, 01.10.2001 tarihinde 10. basamak, 01.10.2002 tarihinde 11. basamak, 01.10.2003 tarihinde 12. basamak, 01.10.2004 tarihinde 18. basamak, 01.09.2007 tarihinde 19. basamak biçiminde belirlendiği, basamak yükseltme talep tarihlerinin her iki ekstrede de 31.08.1998, 23.10.2003, 12.09.2006, 26.09.2008 tarihli olarak gösterildiği, tahsis öncesi hazırlık formu belgesinde; 01.10.2004 tarihinde 18. basamağın satın alındığı belirtilmiş ise de bunun yasal dayanağının 4956 sayılı yasanın geçici 2. maddesi olup olmadığı yönünde herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacıya 27.10.2008 tarihli tahsis talebine göre 6416 gün Bağ-Kur, 1823 gün SSK ve 900 gün Emekli Sandığı hizmeti esas alınarak 19. Basamak üzerinden 01.11.2008 tarihi itibariyle net 854,36 TL yaşlılık aylığı bağlandığı, eldeki dava ile emeklilik basamağının 20. basamak olması gerektiğinin aylık miktarının düzeltilip noksanlığının giderilmesinin talep edildiği, hükme esas 23.09.2010 tarihli bilirkişi raporunda; Kurum gibi 17.03.2009 tarihli ekstredeki basamak seyri dikkate alınıp, 01.09.2007’de 19. basamağın gerçekleştiği ve 26.09.2008 tarihinde 20. basamağa yükselme talep formu verilip, 2 yıllık bekleme süresi ihlal edilerek 27.10.2008 tarihinde emeklilik talebinde bulunulduğu dolayısıyla Kurum işleminin yerinde olduğunun bildirildiği, mahkemece de rapor çerçevesinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, öncelikle; davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak bu bağlamda 4956 sayılı yasanın geçici 2. maddesi çerçevesinde basamak satın alıp almadığı belirlenmeli, davacının, basamak yükseltme hakkından yararlanarak prim borcunu ödeyip üç yıllık süreyi de geçirdikten sonra aylık başvurusunda bulunduğunun saptanması halinde, 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesi uyarınca yaşlılık aylığının 01.01.2000 öncesi ve sonrası döneme ilişkin hesabında, satın alınan basamakların geçmişe yönelik olarak da intibak işlemi gerçekleştirilmek suretiyle değerlendirilmesi ve aylık miktarının buna göre tespiti gerektiği gözetilmeli, aksi halde yukarıda açıklanan basamak seyri konusundaki çelişki de giderilip dava konusu talepler hakkında sonucuna göre bir karar verilmelidir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde; davacının 23.10.2003 tarihli dilekçe ile 13. Basamaktan 19. Basamağı satın almak üzere başvurduğu, Kurumca 4956 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinden yararlandırılıp 3 yıl geçtikten sonra tahsis talebinde bulunduğu hususu Kurum yazısı ve davacı tarafın yazılı beyanlarıyla sabit ve ihtilafsız hale gelmiştir. Diğer taraftan, davacı avukatı, bozma sonrası ve son celsede ileri sürdüğü sözlü beyanında, taleplerinin emeklilik tarihi olan 01.11.2008 itibariyle aylık basamağının 20 olduğunun tespitine yönelik bulunduğunun doğabilecek fark alacaklarının tespitine yönelik istemlerini şimdilik ileri sürmediklerini bildirmiştir. Alınan 02.12.2013 tarihli ek raporda herhangi bir aylık hesabı yapılmamış, 4956 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi kapsamında basamak satın
alındığından bahisle prim borcunun son taksidinin 21.09.2004 tarihinde ödendiği, tahsis talebinin 3 yıllık süre geçtikten sonra 27.10.2008 tarihinde yapıldığı, basamak satın alma intibak tarihinin 01.10.2004 ve bu tarihteki basamağın 18. basamak olduğu, satın alınan basamakların geçmişe yönelik intibakı neticesinde aylık bağlamaya esas basamakların 01.10.2004 tarihinde 18, 01.10.2002 tarihinde 17, 01.10.2000 tarihinde 16, 01.01.2000 öncesi ve sonrası için aylık bağlamaya yönelik esas basamağın ise 15. Basamak olduğu, 01.01.2000 öncesi ve sonrası için Kurumca uygulanan aylık bağlamaya esas 9. basamak ile 01.01.2000 öncesi ve sonrası için aylık bağlamaya yönelik olarak tespit edilen 15. basamak arasında doğacak olan fark aylıkların faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği belirtilmiş, mahkeme de rapora göre ve yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Bozmaya uyulduğuna göre bozma gerekçelerine uygun olarak yargılama yapılması ve hüküm tesis edilmesi zorunluluğu doğar. Uyulan bozma ilâmında; 4956 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi çerçevesinde basamak satın alındığının ve prim borcunun ödenmesinden sonra 3 yıllık süre geçtikten sonra tahsis talebinde bulunulduğunun belirlenmesi halinde, 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesi uyarınca yaşlılık aylığının 01.01.2000 öncesi ve sonrası döneme ilişkin hesabında, satın alınan basamakların geçmişe yönelik olarak da intibak işlemi gerçekleştirilmek suretiyle değerlendirilmesi ve aylık miktarının buna göre tespiti gerektiğinden söz edilmesi, aksi takdirde basamak seyri konusundaki çelişki de giderilip karar tesis edilmesinin öngörülmesi ve davacının son celsede, talebini sadece aylık başlangıç tarihindeki aylık basamağının 20 olduğunun belirlenmesine hasretmesi karşısında, öncelikle 22.10.2008 tarihli ekstredeki basamak seyri ile 17.03.2009 tarihli ekstredeki basamak seyri arasındaki çelişkinin sebebi Kurumdan sorulup açıklığa kavuşturulmalı, keza satın alınan ve intibak ettirilen basamak süreleri ile bekleme süreleri gözetilip talep ve prim ödeme tarihleri de dikkate alınarak, davacının gerek tescil gerekse tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına esas alınması gereken basamak sayısı açık ve net bir biçimde belirlenip açıklığa kavuşturulmalıdır. Tahsis tarihi itibariyle yaşlılık aylığına esas aylık basamağı belirlenirken 4956 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi kapsamında satın alınan basamakların geçmişe yönelik olarak da intibak işlemlerinin yapılması gereği gözetilip, bu yönde denetime elverişli nitelikte bilirkişi incelemesi yaptırılıp denetlenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, çelişkili ve infaz kabiliyeti bulunmayan nitelikte yazılı biçimde karar tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
O halde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.