10. Hukuk Dairesi 2014/7455 E. , 2014/15626 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Şarkikaraağaç Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :06.02.2014
No :2013/38-2014/32
Davacı, dilekçesini ıslah ederek 06.01.2006-03.07.2006 ve 15.10.2006-14.11.2006 ve 15.12.2006-17.05.2007 dönemlerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ancak Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tespitini talep etmiştir.
Mahkeme, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın kısmen kabulüne dair önceki hüküm, tüm tarafların temyizi üzerine Dairemizin 18.09.2012 gün 2011/7364 Esas 2012/15481 Karar sayılı ilâmıyla; “...Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup dosya içeriğinden; davalı Belediye işyerinin ...076 sicil numarasıyla kapsama alınıp faal olduğu, anılan işyerinden 04.07.2006 ve 18.05.2007 tarihli olmak üzere iki ayrı işe giriş bildirgesi düzenlendiği, anılan giriş bildirgeleri başlangıç alınmak suretiyle 04.07.2006-14.10.2006 ve 15.11.2006 giriş– çıkış yok 30 gün ve 18.05.2007-14.11.2007 arası dönemlerde çalışma sürelerinin Kuruma bildirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu süreler, kayden ilk bildirim öncesi ile bildirim dışı ara dönemlerden ibaret olup, davaya konu ilk dönemin 178 güne, ikinci dönemin 30 güne, üçüncü dönemin 153 güne tekabül ettiği, mahkemece 06.01.2006-03.07.2006 ve 15.10.2006-14.11.2006 ve 15.12.2006-17.05.2007 arası dönemlerde toplam 184 gün noksan bildirimin tespitine karar verilerek davanın kısmen kabulüne hükmedilmiş ise de kabule ve redde konu sürelerin, uyuşmazlık konusu dönemlerden hangi dava aralığına ve hangi sürelere karşılık geldiğinin karar yerinde gösterilmediği, dolayısıyla bu anlamda infazda tereddüt yaratacak biçimde hüküm tesis edildiği görülmektedir.
Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Davacı, bildirim dışı sürelerin tespitini istediğine göre, öncelikle davalı işyerinin faaliyet dönemleri ve işin niteliği itibariyle mevsimlik olup olmadığı hususu araştırılıp açıklığa kavuşturulmalı, davalı işyerine ait işyeri dosyaları ile dönem bordroları ve ücret bordroları ile puantaj kayıtları birlikte değerlendirilerek, bordro tanıklarının, çalışmanın varlığına, başlangıcına ve süresine, işin sezonluk olup olmadığına ilişkin bilgi ve beyanları tespit edilmeli, davacının, fiili çalışmalarının varlığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Diğer yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Böyle olunca; davacının, kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığı, gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmalı, tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilip varsa tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir. Kabule göre de; davanın kısmen kabul edildiğinin belirtilmesine rağmen davalı belediye lehine vekalet ücreti hükmedilmediği gibi, davalı Kurum lehine takdir edilen vekalet ücretinin dahi davalı işveren belediyeye yüklenmesi ayrıca tüm masraflardan davalı belediyenin tek başına sorumlu kılınması yerinde görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde; başka araştırma yapılmaksızın, biri belediye başkanı, diğeri belediye çalışanı olan iki tanık dinlenmek suretiyle dava esastan karara bağlanmış ve bozma öncesi dönemler aynen alınıp, ancak anılan dönemlerdeki çalışmalar bozma ilamında belirtilen süreler gibi tam kabul edilip toplam 361 gün çalışmanın tespitine karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduğuna göre, bozma gerekçelerine uygun olarak yargılama yapma ve hüküm verme zorunluluğu doğar. Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği gibi; öncelikle davalı işyerinin faaliyet dönemleri ve işin niteliği itibariyle mevsimlik olup olmadığı hususu araştırılıp açıklığa kavuşturulmalı, davalı işyerine ait işyeri dosyaları ile dönem bordroları ve ücret bordroları ile puantaj kayıtları birlikte değerlendirilerek, bordro tanıklarının, çalışmanın varlığına, başlangıcına ve süresine, işin sezonluk olup olmadığına ilişkin bilgi ve beyanları tespit edilmeli, davacının, fiili çalışmalarının varlığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Diğer yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Böyle olunca; davacının, kayıtlarda
gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığı, gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmalı, tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilip varsa tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 24.06.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.