12. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/12616 Karar No: 2019/16238
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/12616 Esas 2019/16238 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2019/12616 E. , 2019/16238 K.
"İçtihat Metni"
Borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, sanığın 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair ... İcra Ceza Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2017/128 Esas, 2018/58 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 07/10/2019 gün ve 94660652-105-06-8519-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/10/2019 gün ve KYB: 2019/98214 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu. Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 2004 sayılı Kanun"un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 22/04/2016 tarihli taahhütnamede asıl alacak olarak 16.500,00 Türk lirası belirlendikten sonra, borcun ödeneceği 30/10/2016 tarihine kadar işlemiş ve işleyecek faiz olarak tek kalemde 2.350,74 Türk lirası belirtildiği anlaşılmış ise de, belirlenen bu faizin icra takibine kadar işlemiş, icra takibinden taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda herhangi bir açıklık olmadığı cihetle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında açıkça gösterilmemesi sebebiyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, beraati yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Kanun yararına bozma istemi yönünden yapılan incelemede; İİK’nın 340. maddesine aykırılık fiilinden sanık hakkında verilen tazyik hapsine ilişkin karar hakkında 25/03/2019 tarihinde kanun yararına bozma yoluna başvurulmuş, mahkemece 31/05/2019 tarihinde şikayetten feragat nedeniyle davanın düşürülmesine dair ek karar verilmiş ise de, anılan karardan sonra mahkemenin dosyadan el çekmesi gerektiğinden bu karardan sonraki işlemler hukuken geçersiz kabul edilmiştir. Sanığın üzerine atılı şikayet dilekçesiyle davaya konu edilen suçun takibi şikayete bağlı olup, şikayetçi vekilinin 31/05/2019 tarihinde şikayetten feragat dilekçesi sunduğu görülmekle, Bozmayı gerektirmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince BOZULMASINA, uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki davanın şikayetten vazgeçme nedeniyle İİK"nın 354. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.