14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4002 Karar No: 2019/474 Karar Tarihi: 17.01.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4002 Esas 2019/474 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen ortaklığın giderilmesi davasında verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, Tebligat Kanunu'nda yapılan değişiklik sonrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatın iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtiliyor. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemindeki adrese doğrudan tebligat yapılamayacağına dikkat çekiliyor. Son adresine normal bir şekilde çıkarılan tebligatın ardından, muhatabın adresinde bulunmaması durumunda tebliğ memurunun araştırma yapması gerektiği ifade ediliyor. İkinci aşamada ise muhatabın yeni adresinin tespit edilememesi durumunda tebliğ evrakının çıkaran mercie geri gönderilmesi gerektiği belirtiliyor. Kararın somut olaya uygulanması tartışılırken, Adres kayıt sisteminde öncelikli tebliğ adresinin belirtilmemesi ve tebligatın ilk seferde doğrudan kanuna göre yapılıyor olması usulüne uygun değil denilerek temyiz incelemesi yapılabilmesi için dosyanın geri gönderilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak da Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri dikkate alınarak açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğuna dair belirtilmek kaydıyla ikinci a
14. Hukuk Dairesi 2016/4002 E. , 2019/474 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, gerekçeli kararın davalılardan ..."ın bilinen en son adresine tebliğ edilmesi, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğin yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması usulüne uygun olmadığından, ayrıca davacılardan ... tarafından vekil tayin edilmemiş olup kararın asıla tebliği gerekirken, davacılar vekili olarak diğer davalı ..."in vekiline tebliğ edilmesi doğru görülmemiş, adı geçen davalı ve davacıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması, yasal temyiz süresinin beklenilmesi ve dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek evraka eklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 17.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.