14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2057 Karar No: 2021/3019 Karar Tarihi: 22.04.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/2057 Esas 2021/3019 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davasıyla ilgili verilen hükmün temyiz edildiği belirtiliyor. Dosyanın incelenmesi sonucu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2011 yılında değiştirildiği ve gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği ifade ediliyor. Buna göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağından bahsediliyor. İlk tebligatın muhatabın bilinen ya da en son adresine normal bir şekilde çıkarılması gerektiği belirtiliyor. Muhatabın bulunmadığı durumlarda yapılabilecek işlemlere de değiniliyor. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddelerinin farklı şekillerde yorumlanamayacağı ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağı için usulüne uygun olmadığı ifade ediliyor. Kararda geçen maddeler; 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 6099 sayılı Kanun, Kanunun 21/2. maddesi, Kanunun 10. maddesi, Tebligat Yönetmeliği'nin 29. maddesi.
14. Hukuk Dairesi 2018/2057 E. , 2021/3019 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya gelince; Gerekçeli kararın davalılardan ... ve ..."ın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adreslerine doğrudan 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve davalı ..."e tebliğ edilmediği anlaşılmakla adı geçen davalılara, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması ile kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 22.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.