(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/4410 E. , 2021/3879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Meraların yararlanma hakkının köy ve belediyelere ait olduğu, yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca ... Köyü"nün Tüzel Kişiliği 30.03.2014 tarihinde kaldırılmış olup yargılamaya ..."nın dahil edilerek devam edilmesi gerektiği, ayrıca, orman bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide gösterilen hattın orman kadastro haritasıyla çeliştiği, açılanan sebeplerle ... Belediye Başkanlığı davaya dahil edildikten sonra usulünce orman araştırması yapılarak taşınmazın orman sınırı içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu açılan davanın kabulüne, 12024 ada 444 parsel numaralı taşınmazın 12.06.2013 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki koordinatlı krokiye göre mavi renk ile gösterilen 28.686,90 metrekarelik kısmın, bu taşınmazdan ifraz edilerek, orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Mahallesinde arazi kadastrosunun 1982 yılında yapılarak kesinleştiği, bu tarihten önce yörede kesinleşen bir orman kadastro çalışmasının bulunmadığı, 2012 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereği yapılan çalışmalar sırasında Orman İdaresi tarafından dava açılarak bu çalışmalarda orman sınırına uyulmadığını ileri sürdüğü, Orman İdaresinin tapu iptali ve tescil talebi bakımından davanın görevsizlik kararı ile genel mahkemeye aktarıldığı ve temyize konu kararın verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davanın açıldığı tarih itibari ile yörede kesinleşen orman kadastronun bulunmadığı, yargılama sırasında, 3402 sayılı Kanun"un ek 5. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunun 15.06.2015-14.07.2015 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleştiği, daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre herhangi bir şekilde orman sınırları dışında kalmış ormanlarda orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları yapılarak 16.06.2017 tarihinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın varlığı tahdidin kesinleşmesini önler. Bu durumda davanın sınırlandırmaya itiraz niteliğine dönüştüğünün kabulü gerekir. 6831 sayılı Orman Kanununun 1. madde hükmüne göre, orman tahdidine itiraz davalarının çözümünde kadastro mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle, genel mahkemece tapu iptali, tescil yolundaki davanın orman tahdidine itiraz davasından ayrılarak, orman tahdidine itiraz yönünden görevsizlik kararı verilerek sonucun beklenilmesi, bundan sonra elde tutulan tapu iptali ve tescil davası konusunun karara bağlanması gerekir. Değinilen yön gözardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA,peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.