19. Hukuk Dairesi 2018/3914 E. , 2020/56 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı Vakıfbank ... Şubesine ipotekli olan ... ilçesi Güzelyalı Mah. 455 ada 3 parsel C Blok 4.kat 10 nolu bağımsız bölümünü ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu satışa çıkarılarak taşınmazın 30.06.2009 tarihinde davacının mülkiyetine geçtiğini, taşınmaz eski maliki ..."in 30.03.2007 tarihinde dava dışı bankaya davalı şirketin kredi borcu için ipotek verdiğini, diğer davalıların da banka kredi borçlusu ve müşterek kefili oldukları, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle davalıların kredi borcuna karşılık, banka alacağını temlik alan ..."e 06.12.2011 tarihinde ipoteğin fekki için 40.000,00 TL ödeme yaptığını, yapılan ödemenin tahsili için davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının dava konusu taşınmazı tapu kaydındaki ipoteği görerek ve üzerindeki tüm takyidatları ile satın aldığını, davalı ..." in hem kredi sözleşmesinde müteselsil kefil hem de ipotek veren olduğunu, kredi borcunu ödeyecek olsaydı taşınmazını satmasının zaten bir anlamı olmayacağını, kendisinin vekili olduğu dava dışı temlik alan ... adına sadece takipten feragat edildiğini, feragatin ödemeyi göstermeyeceğini, ödemeyi davacının yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı bankaya ipotekli taşınmazı ipotek kaydı ile birlikte 30.06.2009 tarihinde 45.500,00 TL"ye satın aldığı, taşınmazın 2008 yılındaki ipotek tesisindeki gerçek değerinin 80.000,00 TL olduğu, 2009 yılındaki değerine göre taşınmazın 45.500,00 TL"ye ipoteksiz olarak alınmasının olası görülmediği, davacının, dava dışı banka alacağını temlik alan ..."e 40.000,00 TL haricen ve elden ödeme yaptığını yazılı delil ile kanıtlayamamış ise de alacağı temlik alan ..."e 40.000,00 TL ipotek bedeli ödenmiş olsa bile davacının taşınmazı ipotekli olarak 45.500,00 TL" ye tapudan devraldığı, bu bedele 40.000,00 TL ipotek bedeli eklendiğinde taşınmazın 2009 tarihindeki rayiç bedeline ulaştığının anlaşıldığını, davacının ipotekli olarak satın aldığı taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için ipotek alacaklısı ..."e ödediği bedeli rücu yoluyla davalılardan talep edemeyeceği, davacının takipte kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın ve davalıların icra tazminatı isteminin de reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2015/7158 esas ve 2016/3545 karar sayılı 01/03/2016 tarihli ilamıyla; “İpotek yükümlüsü taşınmazı satın alan davacı, ipotek borcunu ödemesi sebebiyle ödediği bu bedeli, lehine ipotek verilen genel kredi sözleşmesinde asıl borçlu olan davalı ... Turizm Gıda Tic.San.ve Ltd.Şti." nden rücuen talep edebilir. Asıl borçlu şirket yanında, bu sözleşmeye kefil olan ... ve ..." den ise isteyemez. Sözleşmenin imzalanması tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK" nın 596/4. maddesinde ipotek, kefaletten sonra tesis edilmiş ise, ödenen bedelin kefillerden de istenebileceği düzenlenmişse de, ipotek tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK" da bu yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemece, icra dosyasının tahsil harcıyla kapatıldığı da gözetilerek, bedelin ödendiği kabul edilip, davacı tarafından ödenen miktar tespit edilerek, bu miktarın davalı şirketten talep edilebileceği dikkate alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, icra dosyasına yatırılan bir para bulunmadığı ve takibin feragat ile kapatıldığının tespit edildiği, feragat tarihi itibariyle kapak hesabı yaptırıldığından, feragat tarihindeki toplam borcun 32.023,39 TL olduğu gerekçesiyle davanın davalılardan ... Turizm Gıda Ticaret ve San. Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulü ile alacağın likit olduğu kabul edilerek davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, diğer davalılar ... ve ... yönünden verilen red kararı Yargıtay ilamı çerçevesinde kesinleşmiş olduğundan bu davalılar yönünden bozma yapılmadığından isimlerine karar başlığından yer verilmediği, yeniden hüküm kurulmasına gerek görülmediği gerekçesiyle karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Yerel mahkemece verilen 2012/181 esas ve 2015/153 karar sayılı ve 23/02/2015 tarihli kararı Dairemizin 2015/7158 esas ve 2016/3545 karar sayılı 01/03/2016 tarihli ilamıyla bozulmuş olup hüküm tamamen ortadan kalktığından, davalılar ... ve ... adına verilen kararlar onanarak kesinleşmiş değildir. Bu iki davalı hakkında verilen karar maddi anlamda kesinleşmiş ise de mahkemece bozmadan sonra verilen yeni hükümde bunlara yönelik davanın reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmalıdır. Zira mahkemece verilen ilk hüküm bozulmakla İİK"nın 40. maddesi gereğince icra iadesi gerekeceğinden bu iki davalının davaya yönelik haklarını alabilmesi yeni bir kararın verilmesini gerektirir. Bu husus resen bozma nedeni olduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.