Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10331
Karar No: 2014/15550
Karar Tarihi: 24.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/10331 Esas 2014/15550 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/10331 E.  ,  2014/15550 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Malatya 2. İş Mahkemesi
    Tarihi : 02.04.2014
    No : 2013/216-2014/169

    Dava, ölüm aylığının kesilmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise, yersiz ödenen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hak sahibi tarafından açılan dava istem gibi kabul edilmiş, Kurumca açılan dava reddedilmiştir.Nezaket Erkaan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Hakkında verilen boşanma kararı 17.06.2002 tarihinde kesinleşen davacıya, 30.12.1996 tarihinde yaşamını yitiren iştirakçi babası üzerinden 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan yetim aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, 01.11.2008 tarihi itibariyle Kurumca kesilerek, 01.11.2008-31.10.2009 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, davacının 20.08.2009 tarihinde boşandığı eşiyle yeniden evlendiği anlaşılmaktadır.
    506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi"nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
    Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri

    Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin banka hesaplarında yer alan adres hareketleri tarihleriyle birlikte istenilmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle, “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    İnceleme konusu davaya ilişkin olarak ise; Kurum kayıtlarına 27.04.2001 tarihinde geçen, davacının yeniden evlenmesi nedeniyle en fazla iki aylık maaşının geri alınabileceği ve evlenme yardımı talebinin sonuçlandırılmasına yönelik dilekçesi ile Pütürge Cumhuriyet Başsavcılığı"na vermiş olduğu ifade ve açtığı davada belirttiği adres bilgileri arasındaki çelişkiler, 15.10.2012 tarihli emniyet araştırma sonucu düzenlenen tutanak içeriği ile Ağalar Mahallesi Muhtarlığından bila tarihli gelen ve dava dosyasına 08.10.2012 havale tarihi ile geçen yazı içeriğindeki çelişkiler, Ağalar Mahallesi Muhtarının yargılama aşamasında vermiş olduğu beyanlar dikkate alınmalı, dava konusu dönemde boşanılan eş adresi olarak görülen Ağalar Mahallesindeki adreste kimlerin oturduğu ve boşanılan eşin burada oturup oturmadığı hususunda emniyet araştırması yaptırılmalı, boşanılan eşin Pütürge Kaymakamlığında görev yaptığı anlaşılmakla; dava konusu dönemde, aile yardımı alıp almadığı ve yine bu döneme ilişkin boşanılan eş üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanan kişiler var ise bunlara ilişkin bilgi ve belgelere ulaşılmalı, davacı ile boşandığı eşinin, medula sisteminde yer alan kayıtları celbedilmeli, GSM operatörlerinden adlarına telefon kaydı bulunup bulunmadığı adresleri ile birlikte sorulmalı, velayetleri anneye verilen ve dava dilekçesinde Malatya"da ikamet ettikleri belirtilen çocuklara ilişkin okul kayıtları celbedilmeli ve velilerinin kim olduğu hususu araştırılmalı, Ağalar ve Taşbaşı Mahallelerinden davaya konu dönemde azalık yapmış kişiler tespit edilerek kanaat edinmeye yetecek kadarı dinlenilmeli, davacı ile boşandığı eşinin yeniden evlenmelerinin davaya etkisi üzerinde durulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra, elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

    Kabule göre de, her ne kadar dava dilekçesi içeriğinde kesilen ölüm aylığının kesilme tarihinden itibaren yeniden bağlanması talebi mevcut ise de; davacının boşandığı eşi ile yeniden evlenmesine ilişkin olgunun davaya etkisi ve dilekçenin netice kısmında bu talebin bulunmadığının gözetilmemesi, davacının evlilik ödeneği talebi bulunmadığı halde kısa kararda evlenme ikramiyesinin davacıya ödenmesine karar verilerek talebin aşılması, gerekçeli kararda evlenme ikramiyesinin davacıya ödenmesi gerektiğinin tespit edilmesine karşın, hüküm fıkrasında bu hususa yer verilmeyerek, kısa karar ile gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması da isabetsiz bulunmuştur.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı (birleşen davada davacı) Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi