Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/19498 Esas 2014/15511 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19498
Karar No: 2014/15511
Karar Tarihi: 24.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/19498 Esas 2014/15511 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/19498 E.  ,  2014/15511 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, yasal dayanağı oluşturan, 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki “Halefiyet” ilkesi uyarınca, kurumun rücu alacağı, hak sahiplerinin tazmin sorumlularından, isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken; Anayasa Mahkemesinin 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas ve 2006/106 sayılı kararı ile anılan yasa maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün Anayasa’ya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmesi üzerine; 26. maddede sayılan koşullarda kurumu sigortalının ardılı (halefi) olarak kabul eden anılan yasa maddesinin 1. fıkrasındaki “itiraz konusu” kuralın iptalinden sonra bu madde uyarınca açılan davalarda artık “halefiyet ilkesine” dayanılamayacağı, kurumun rücu hakkının hukuki temelinin (halefiyet değil) bundan böyle; yasadan doğan, sigortalı ya da hak sahibi kimselerin alacaklarından bağımsız, kendine özgü “Basit Rücu” hakkına dönüşmüş olduğu ve zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle, sigortalı veya hak sahiplerine kurum tarafından bağlanan gelirin (başladığı tarihteki ) ilk peşin sermaye değerinin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulmasının gerekmesine göre, hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri tazminat miktarının (tavanın) hesaplanmasına gerek yoktur. Mahkemece hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri tazminat miktarının hesaplanması isabetsiz ise de talep ve hükmedilen miktara göre bu yanlışlık sonuca etkili bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
    2-Davalı ... Başkanlığının harçtan muaf olmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde harç ile sorumlu tutulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 3. madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün fıkrasının harç ile ilgili 3 bendinde yer alan “Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,” ibaresinin silinerek yerine “Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 951,65 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına” ibaresinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.